Ali Enis Diyapoğlu 

İstanbullu Yahudilerin olduğunu evvela kendimize anımsatmamız gerekiyor zira. Ve her ırkçılığın karnında saklı sinsi ezberleri bozmaya gayret etmemiz gerekiyor.

“Wystan tıptan söz etmeyi çok seviyordu ve hekimlere zaafı vardı (Vaftiz Oğula Mektup kitabında, biri bana olmak üzere, hekimlere adanmış dört şiiri vardır.) Bu yönünü bildiğimden, 1969’da Wystan’ı Beth Abraham’a, postensefalitik hastalarımı ziyaret etmeye davet ettim. (Daha sonra ‘Yaşlı İnsanlar Evi’ adlı bir şiir yazdı ama şiirin Beth Abraham mı yoksa başka bir yer hakkında mı olduğunu hiçbir zaman öğrenemedim.)” diyor Oliver Sacks, Hareket Halinde isimli otobiyografisinde. Wsytan diye bahsettiği insan, W. H. Auden.

Benim de tıp hekimlerine karşı hep bir zaafım oldu. Ahmet isimli lise arkadaşım Tıpta Uzmanlık Sınavı’ında Türkiye 13’üncüsü olduydu mesela, yıllarca (altı yıl olmuştur en az) övündüm durdum. Oysa kâğıt üstünde, Ahmet’inkinden daha çok övünebileceğim başarılara sahip arkadaşlarım da oldu; ama Ahmet’le hep daha çok övündüm. Başkalarıyla övünmek daima daha kolaydır.

Alena bir gün beni hastaneye çağırdı. Bir Marmaray durağı öteye gidecektim. İstanbul Rumlarının, kişi bazında bunca azaldığını, onların “İhtiyarhane” isimli bir yerleri olduğunu, bu İhtiyarhane’nin aşağısında psikiyatri koğuşu bulunduğunu ve orada gördüklerimi ömrüm boyunca unutamayacağımı bilmiyordum. Oradan, hastaneden ve İhtiyarhane’den çıktığımda yıllardır İstanbul’da yaşayan ve artık İstanbullu sayılacak biri olmama rağmen “gayrimüslim” İstanbul halkı hakkında ne kadar az şey bildiğimi düşünüyordum. Kurtuluş’a yani Tatavla’ya taşındığımda önünden defalarca geçtiğim mezarlığın Ermenilere değil de Rumlara ait olduğunu, bir zahmet kafamı kaldırıp tabelasını okuduğumda fark etmiştim.

Roni Margulies, zihinlerde kalıplaşmış Yahudi ezberlerini bizzat bozmaya “da” gayret eden bir şair. İstanbul’un, Türkçenin şairi. Bunu hususi vurgulamaya “normal şartlar altında” asla lüzum yok. Ama, aması var hadisenin daima. Memleket bu memleketken. İstanbullu Yahudilerin olduğunu evvela kendimize anımsatmamız gerekiyor zira. Ve her ırkçılığın karnında saklı sinsi ezberleri bozmaya gayret etmemiz gerekiyor. Kim avantajlı, kim dezavantajlı, bu dezavantajların da muhatap olduğu hiyerarşileri, dilin sınırlarını düşünürken dahi tefekkür etmemiz gerekiyor – sanki.

Ailem ve Diğer Yahudiler Everest Yayınları etiketiyle yayımlandı. Margulies’in Gülümser Çocukluğum Ardından isimli kitabı 2000 yılında Adam Yayınları tarafından neşredilmişti. Bu kitap, aynı zamanda 2000 yılındaki bahsi geçen kitabı da içeriyor. Ve içeriden, bir ailenin hikâyesini anlatacağını daha en başından apaçık söylüyor:


Ailem ve Diğer Yahudiler
Roni Margulies
Everest Yayınları

“Ben dünyaya gelip hayatlarına girdiğimde biri 50, diğeri 57 yaşındaydı. İkisinin de iki çocuğu vardı. Ben üçüncü torunlarıydım, çok geçmeden üç torun daha olacaktı. Biz torunlar da yaşayıp gittikten sonra, yeryüzünde bu iki kadını görmüş, duymuş, koklamış hiç kimse yaşamıyor olacak. Sessiz sedasız, bağırıp çağırmadan, çevrelerinde çok derin izler bırakmadan, hiçbir kavgaya bulaşmadan yaşayıp gittiler. Üç beş yıl arayla gitmelerinin üzerinden yaklaşık yirmi yıl geçti. Ve çok değil, belki 20 yıl kadar sonra, bu iki kadının yaşamış olduğuna dair dünyada hiçbir iz kalmamış olacak.” Burada bahsedilen iki neneden biri Fanny Margulies’tir, 1898 doğumludur. Ötekisi Hilda Danon’dur, 1905 doğumludur. Fanny, Grodno doğumludur. Grodno, o yıllarda Polonya’ya bağlıdır ve Polonya’nın Rusya topraklarına dahil olan bölgesindedir. Anadili Rusçadır. Hilda, Tire doğumludur, anadili Ladino’dur. Ve bu iki insan, “kaderin bir oyunu” olarak adeta, yıllar sonra İstanbul’da kızları ve oğulları üzerinden akraba olurlar.

Margulies, bu hikâye üzerinden aslında bir Türkiye anlatısı kuruyor. Bu anlatının dayandığı ve çoğunluğun pek aşina olmadığı birçok ayağı var. Roni Margulies’in bizatihi kendi hayatını da kapsıyor üstelik bu aşina olunmayan ayaklar. Büyüdüğü Nişantaşı, kolej yılları, İstanbul sayfiyeleri, arkadaşlıkları, Londra yılları, şairliği, örgütlülüğü seçişi, ailesiyle ilişkileri, annesiyle babasının ayrılması, babasının Amerika yılları, kendi Amerika deneyimi, bu kitap için yazılmış şiirler…

Ailem ve Diğer Yahudiler, gerçekten şaşkınlık uyandıran bir kitap. Dönüp kendimize bakarkenki büyük şaşkınlığı hatırlatan bir şaşkınlık.

Arka Kapak dergisi 34. sayı