Erkan Şimşek

ABD’li ünlü kültür tarihçisi Robert Darnton’un başyapıtı The Great Cat Massacre (1984), tam 31 yıl sonra Türkçeye de Büyük Kedi Katliamı adıyla tercüme edildi. Tüm dünyada sevilerek okunan ve tarihyazımı biçimiyle birçok tarihçiye ilham veren kitap, Aydınlanmaya giden yolda Fransa’nın sokaklarında hayatın nasıl dönüştüğünü, insanların nasıl şekillendiğini, öğrendiğini ve davrandığını anlatıyor. Büyük ve resmi tarihsel anlatılar yerine tarihe geçmemiş insanların yazılmamış hayatlarına odaklanıyor.


Büyük Kedi Katliamı
Aydınlanma Fransa’sında Düşünceler İnanışlar
Robert Darnton
Çevirmen: Mustafa Yılmazer
Koç Üniversitesi Yayınları

Tarihi tarih yapan temelde iki kaynak var diyebiliriz: Bir insan, iki tarihçi. Tarihçileri insandan ayrı bir kategoride gördüğümün farkındayım ama söz konusu, tarih yazmak olunca bu mesafe ayarını yapmamız gerekiyor. Şaka bir yana tarih dediğimiz olgu; yaşananların yazılması. Bunun için de tarih biliminin tarihi boyunca çeşitli usuller icat edildi. Büyük olsun küçük olsun tüm tarihi olaylar ve dönemler farklı yöntemlerle yazılıyor. Aydınlanma Çağı da bunlardan biri. Robert Darnton da bu büyük çağın ve felsefi/toplumsal dönüşümün temellerini çok farklı açılardan bakarak yazmasını bilmiştir.

Büyük Kedi Katliamı, Fransa’daki Aydınlanma Çağını, kralların, hanedanların, saray âlimlerinin, kumandanların etrafında cereyan ettiği haliyle değil; işçilerin, yoksulların, masallar üreten köylülerin yaşadıkları hayatın, ürettikleri kültürün üzerinden anlatıyor. Yani “kral şu açıklamayı yaptı, filozoflar bu kitabı yazdı”dan ziyade o dönemin insanlarının o anda ne yaptığına odaklanıyor. Bunun da ötesine geçip nadir üretilmiş yazılı belgeler üzerinden zihniyetlerini de deşiyor.

Kitap, bu yönüyle aynı zamanda bir zihniyet tarihi denemesi… 18. yüzyılda Fransa’da sokaktaki insanlar ne düşünüyordu, nasıl düşünüyordu sorularına cevap arıyor. Okuryazarlık oranının çok düşük olduğu “Ancien Regime” (Eski Rejim. Fransız İhtilali öncesini anlatmak için kullanılır) yıllarında pek de kayıt bırakmamış insanların öykülerini antropolojinin yardımıyla yazıyor. Manzarayı biraz daha netleştirmek adına şunu ekleyebiliriz: Fransa’da laik, ücretsiz ve zorunlu eğitim, 1880’lerde, III. Cumhuriyet’in başbakanlarından Jules Ferry zamanında gerçekleşiyor ve böylece yazarak, okuyarak üretme imkânı demokratikleşiyor. Tarihçilerin işi de bu dönemden itibaren kolaylaşıyor mu zorlaşıyor mu başka bir tartışma konusu fakat kaynakların arttığı tartışılmaz bir gerçek.

Kitap, büyük toplumsal devrimin 100-150 yıl öncesine odaklanmış. Bu yüzden farklı disiplinlere de alan açarak antropolojinin, edebiyatın imkânlarından faydalanıyor. 6 bölümden oluşan kitap, kitaba ismini veren ikinci bölümde Paris’teki matbaanın işçilerinin Sait Severin Sokağı’nda yaptıkları büyük kedi katliamını anlatıyor. Peki, bu katliamın sebebi ve “önemi” nedir? İşçiler, zenginlerin kedilerini katlediyorlar çünkü sınıfsal nefretlerini ve intikamlarını bu şekilde görünür hâle getirebiliyorlar. Karın tokluğuna çalışan işçiler patronlarının et beslenen, konforlu bir hayat süren kedilerini öldürerek sınıflarını tahkim ediyorlar. Yazar bütün bunları nereden çıkarıyor? Çünkü matbaa çırakları işleri gereği okuryazarlar ve bu sayede anılarını yazabiliyorlar.

Kitabın diğer bölümleri de en az bunun kadar heyecan verici, öğretici. Çocuk masallarının psikanalizi, bir burjuvanın yaşadığı şehri anlatma biçimi, bir polis müfettişinin vatandaşlarını fişleme yöntemleri ve fişlere düştüğü notlar, filozofların ansiklopedi yazarken bilgiyi tasnif etme yöntemleri vs… Birbirinden bağımsız bu bölümler bir bütün olarak okunduğunda 18. yüzyılda Fransa’nın insan topografyası fotoğraf netliğinde ortaya çıkıyor. Sokaktaki işçiden eli kalem tutan polise, geleceğe şekil vermek isteyen cüretkâr filozoflardan “krallara layık” bilgiyi içselleştiren burjuvalara Fransa insanının ruhu roman sürükleyiciliğinde anlatılıyor. Kitabın birden fazla muhatabı var: Okurlar, bilgiyi tasnif edip kristalleştirmekle mükellef akademisyenler, tarihi nasıl yazarım diye dertlenen tarihçiler… Kitap bütün bunlar için renkli ve kışkırtıcı bir kaynak. 

Arka Kapak dergisi 23. sayı