Elif Konar Özkan 

1961 Kanada doğumlu Peter H. Reynolds, küçük bir çocukken çizim/resim/sanat dünyasına adım atanlardan. İkiz kardeşiyle birlikte yedi yaşından itibaren yazdıkları kitapları, yaptıkları çizgi romanları ve gazete yazılarını babalarının fotokopi dükkânında çoğaltarak yayın dünyasına adım atmışlar. Aynı zamanda onu teşvik eden öğretmenleri de olmuş. Yani “şanslı” özel yetenekli çocuklardan. Ortaokulda dergiler ve gazeteler için illüstrasyonlar yapan Reynolds, Güzel Sanatlar Akademisi’nden de “üstün öğrenci ödülü” ile mezun olur. Ödüller sonraki yıllarda da Reynolds’u takip eder.

Reynolds, Nokta isimli kitabını kendini resim yapmaya teşvik eden matematik öğretmenine ve onun nezdinde insani ve teşvik edici vasıfları ön planda olan öğretmenlere ithaf etmiş. Bir küçük “nokta”nın biraz yüreklendirmeyle nelere kadir olduğuna ikna ederek mest etmişti biz okurları. Yedi dakikalık animasyonu da kitabın kendisi de ödüllü. Yazarın istediği gibi çizmeyi ona öğreten öğretmenine ithaf ettiği Mış Gibi’nin de filmi ve ödülü mevcut. Mış Gibi, sanat ve yetenek, gayret ve öz güven, teşvik ve yüreklendirme bağlamında Nokta’nın devamı niteliğinde sayılabilir. Bu sefer abi tarafından “bozulan”, kardeş tarafından “tamir edilen” bir çocuktur kahraman. Gökyüzünün Rengi de yine resimle ilişkili. Adeta Nokta, Mış Gibi ile birlikte giriş, gelişme, sonuç mahiyetinde bir sanat üçlemesi oluşturmuştur bu kitabıyla Reynolds. Kitapta, mavi rengi olmayan bir çocuğun doğayı gözlemleyerek gökyüzünü boyamak için bulduğu harika çözümle çıkar yazar-çizer karşımıza.

Nokta (2014, Altın Kitaplar), Mış Gibi (2014, Altın Kitaplar), Gökyüzünün Rengi (2017, Altın Kitaplar) kitaplarının yazarı ve çizeri Peter H. Reynolds’un sade, yalın ama düşündürücü, katmanlı bir diğer kitabı ise Benden Bir Tane Daha Olsa (2017, Altın Kitaplar).

“Benden bir tane daha olsa!” bu çağda zaman zaman kendimizden ve çevremizden duyduğumuz ünlemlerdendir. Peki, aniden bu dilek gerçekleşiverirse… İşte Leo tam da bunu tecrübe eder. Çok çalışkan bir çocuktur ama ne kadar çalışırsa çalışsın işleri bir türlü bitmez. Yani pek çoğumuz gibi işleri başından aşkındır. Listeler, programlar, planlar yaparak bu sorunu çözmeye çalışır fakat bir sonuca ulaşamaz. Yapılacak işler listesi uzadıkça uzar. Nihayetinde “Tek başıma bütün işlere yetişemiyorum. Keşke benden iki tane daha olsaydı.” diye yakındığı gün kapı çalar. Leo kapıyı açtığında karşısında bir Leo daha durmaktadır. Önce listeyi birlikte kotarabileceklerine dair ümitlenir. Fakat işler azalmamakta aksine artmaktadır. Üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz ve on Leo derken iş listesi uzayıp gitmektedir. Durup dinlenmeye hatta soluk almaya bile vakit yoktur. Bu hengâme içinde asıl Leo çok yorulur ve biraz şekerleme yapar. Uyandığında dokuz Leo da kendisine bakmaktadır. Ne yaptığını sorarlar. Bizim Leo, “Düş görüyordum.” der. Sonra? Hikâyenin devamını kitaba bırakıyorum. Şimdi bir düşünelim bakalım sahi kendimizden bir tane ya da on tane daha olsa iş listeleri eriyip gidecek midir yoksa bizim de başımıza Leo ile benzer şeyler mi gelir? Belki de problemin çözümü kendisi kadar girift değildir ne dersiniz?

Benden Bir Tane Daha Olsa hem modern zamanlar eleştirisi hem harika bir problem çözüm ve terapi rehberi.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Tıpkı diğer kitapları gibi bu kitabı da her yaştan okura hitap ediyor Reynolds’un. Hatta yetişkin okurlar bu hikâyeyi Kemal Sayar’ın Yavaşla kitabıyla birlikte okuyabilirler. 

Arka Kapak dergisi 26. sayı