Zeynep Erdun

“Seni tanımasam da biliyorum,

Şuan bazı şeyler yolunda gitmiyor ama, pes etmiyorsun.

Hatta hayal kırıklıkların yüzünden bazı insanlarla arana mesafe koyuyorsun.

Seni tanımasam da biliyorum,

Yanında olmasını istediğin bazı insanlar uzağında ama umursamıyorsun.

Bu yüzden bundan sonra ne olursa olsun mutlu olma kararı aldın.

Seni tanımasam da biliyorum,

O hayalini kurduğun mutluluk nasılsa, bir gün gerçekten kendini o hayalini yaşarken bulacaksın.”

Arda Erel

İyileştirici bir güç gibidir kelimeler. Yan yana getirerek anlamlı aforizmalar oluşturmak ancak yaralanmış bir yüreğin yapabileceği bir duygu selidir. Çünkü kelimelerin de notası var. Her biri ayrı bir sol anahtarı kapalı kapıları aralayan. Doğru kelimeleri bulursan; notaların birleşimi ile oluşan müzik gibi, sana rahatlatıcı bir armoni dinlettirir. Bazen de bir şifa gibidir kelimeler. Seni en derininden yakalar ve ait olduğun yere götürür.

Hani kalbinizin paramparça olmuş zamanları olur. Kimi sevgilisinden, kimi ailesinden, kimi eşinden, kimi en sevdiği dostundan hiç beklemediği bir anda darbe yemiştir. Terk edilmiştir, belki unutulmuştur. Söyleyecek çok şeyi vardır ama kursağına dizmiştir. İçine attığı hiçbir şeyi kimseye söyleyemiyor, anlatamıyordur. İşte böyle zamanlarda biri size bir şey söylese de bir nebze rahatlasa içim diye umut edersiniz. Ben bu kitabı okurken, sanki çocukluk arkadaşım benimle konuşuyor ve sırtımı sıvazlıyordu. Candan öte bir dost gibi içime sular serpiyor bana yalnız olmadığımı söylüyordu. Sayfaların arasında kendimi buldum. Bir kitap okurken bazen çok beğendiğimiz satırların altını çizeriz. Aslında kendimize rastladığımız yerlerin altını çizeriz. Kendimizi anlatan, işte tam da bunu anlatmak istiyorum dediğimiz yerlerdir o satırlar. Kitapta herkesin kendine rastladığı yerler olacaktır. Sizin içinizde hep var olan ama cümleye dökemediklerinizi Arda Erel Senin İçin kitabında yazmış. Tam da kitabın ismi gibi aslında “benim” için yazılmış bu kitap. Bizler için. Yaralananlar için yani. “Yarayla alay eder yaralanmamış olan.” der Shakespeare. O yüzden yaralanmamış olanlar kitabı anlayamayabilirler. Fakat hangimiz yaralanmadık ki şu hayatta.

Hiç yara almamış olsanız bile bazen çevrenizde hiç kimsenin sizi anlamadığını hissederseniz. İşte öyle anlarda bu kitabı alıp her hangi bir sayfasını açıp sizinle konuşmasını dinleyin. Tazeleneceksiniz. İnsan öğüt verilmekten hoşlanmaz aslında. Sadece onu dinleyen bir dost ister. Hatta hiç konuşmadan karşılıklı oturmak belki…

Arda Erel insanlara öğüt vermiyor satırlarında. Seni ait olduğun yere götürüyor. Kanayan yaralarını sarıyor, ruhuna dokunuyor, ağlatıyor, hafifletiyor, kinini, öfkeni arkanda bırakmanı sağlıyor. Yaralanmış, iyileşmeyi başarmış birinin bize bunun üstesinden nasıl gelebileceğimizi anlatan bir kitap aynı zamanda.

Kitap olumlu, pozitif, insanın içini açan, ferahlatan, yüreğini okşayan bir aforizmalar bütünü. Arda Erel kitabının en arka sayfasında, önce Allah’a sonra okuyucularına teşekkür ediyor. Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gibi bu kitabı da okuyup bitirmenin tesadüf olmadığını söylüyor. Ve ekliyor umarım yazdıklarım kalbine iyi gelmiştir diye. Benim kalbimi fethetti. Zaman zaman elime alıp gözlerimi kapayıp herhangi bir sayfayı açarak bana neler söylüyor diye birkaç satır okuyorum. Ve gerçekten o gün ihtiyacıma binaen yüreğime dökülüyor satırlar. Kitaplığınızda, başucunuzda, çantanızda olması gereken bir kitap Senin İçin.

Arda Erel- Senin İçin

Senin İçin
Arda Erel
İnkılap Kitabevi

Bu yazı Arka Kapak dergisinin 15.sayısında yayınlanmıştır.