Sevde Özden

Eğer Samed Behrengi’nin yaşamı hakkında bilginiz varsa Küçük Kara Balık’ı okuduktan sonra masalcının talihiyle anlattığı masalın benzerliği dikkatinizi çekecektir. Benim yaşadığım tam olarak buydu. Üniversitedeyken monografi dersinde sunum yapmak için seçtiğim konu Samed Behrengi’nin Hayatı ve Eserleri’ydi. Sonradan Küçük Kara Balık’ı okudum ve Samed Behrengi’nin kendi yaşamını, yaşam görüşünü Küçük Kara Balık hikâyesiyle ölümsüz kıldığını gördüm. Şöyle ki Samed Behrengi Tebriz’de yoksul, Azeri ve çok çocuklu bir ailede dünyaya gelir. Küçük Kara Balık ise derede, annesinin yumurtladığı on bin tohumun içinde sağ kalan tek balıktır. Küçük Kara Balık yaşadığı oyukta ay ışığının, aydınlığın hasretini çekerek büyümeye başlar. Ve bir gün bu küçücük yerde başıboş dolaşmalardan sıkılır, başka türlü bir yaşamın da olup olmadığını merak eder. Tüm karşı çıkmalara, hakaretlere ve ölüm tehditlerine rağmen yaşadığı oyuğu terk eder. Arkadaşları onu uğurlarken, “Sen bizi aymazlıktan uyandırdın, bize öyle şeyler öğrettin ki daha önce hiç  düşünmemiştik…” derler. 


Küçük Kara Balık
Samed Behrengi
Çevirmen: Milad Salmani
Nar Yayınları

Samed Behrengi de İran’ın Azeri kesiminde yoksul köy çocuklarını cahillikten kurtarmak, onları eğitmek için köy köy dolaşmıştır. Öğretmenliği süresince de çocuklara hikâye kitapları yazmış, eğitim sorunlarını eleştirip çözümler sunduğu makalelerini çeşitli dergi ve gazetelerde takma adlar kullanarak yayımlatmıştır. 

Özgürlükçü, eşitlikçi ve aydın bir insan olan Samed Behrengi tıpkı Küçük Kara Balık gibi yaşam serüveninde birçok zorlukla karşılaşmıştır. Baskıcı Şah rejiminde, Farsça dışında bir dilde eğitim vermenin ve eser yayınlatmanın yasak olduğu bir devirde de Behrengi anadili olan Azerice’de yazdığı eserleri yayınlatmak için çok çaba sarfetmiş ama yayınlatamamış, bu yalnızca onun daha da göze batmasına sebep olmuştur. Yaşamındaki bu ayrıntı ile biz de, minik balıkların ilerideki tehlikelerden bahsedip, bunları bile bile yine de gidecek misin sorularına, n’olursa olsun gideceğim, diye cevap veren Küçük Kara Balığın serüveninin hemen orada dillere destan olmasını hatırlarız. 

Yine Küçük Kara Balığın şu sözleri, Samed Behrengi’nin sanki yaşamdaki amacını özetler niteliktedir: “…Önemli olan, benim yaşamımın da ölümümün de başkaları üzerinde bırakacağı etkidir.” Samed Behrengi hayatının on bir yılını öğretmenlik yaparak geçirmiş, Azerbaycan halk hikâyelerini derlemiş, tercümeler yapmış, makaleler yazmış ve çocuk kitapları yazmış bir aydın olarak 29 yaşında 1968’de Aras Nehri’nde boğularak ölmüştür. Ölümünün sebebi hakkındaki çeşitli rivayetlerden biri Rıza Şah’ın, Behrengi’nin kitaplarında işlediği kötü karakterleri kendisine benzeterek onu boğdurmuş olduğu, bir başka rivayet de Rusya’ya geçerek ülkesini terk etmeye çalışırken boğulduğudur. Küçük Kara Balık’ın ise ölümü muallakta kalmış ama ikisi de arkalarında bir sürü Küçük Kırmızı Balık bırakmışlardır.

Arka Kapak dergisi 13. sayı