Selim Ahmetoğlu

Prof. Dr. Necmettin Alkan’ın kaleme aldığı, Kronik Kitap tarafından yayınlanan Ortadoğu’da Casuslar Savaşı: Nili isimli eser, Birinci Dünya Savaşı sırasında Filistin’de yaşayan bir grup Yahudi genç tarafından kurulan Nili isimli casusluk örgütünü ele almakta. Eserin nüvesini, yazarın Almanya’da bir kütüphanede bulduğu İngilizceden Almancaya çevrilmiş olan Mir Der Türkischen Armee in Palastina isimli hatırat oluşturuyor.


Nili: Ortadoğu’da Casuslar Savaşı
Necmettin Alkan
Kronik Kitap

Hatırattan yola çıkarak yaptığı araştırmalar sonucunda bu eseri hazırlayan Necmettin Alkan, Türk tarih yazımında pek fark edilmemiş bir casusluk şebekesini tüm hatlarıyla ortaya koyuyor. Kurucuları tarafından Nili adı verilen bu örgüt, Romanya’dan Filistin’e göç etmiş Yahudi Aaronsohn ailesinin çocukları tarafından faaliyete geçirilmiş. Örgütü ele almadan önce, konunun tarihi arka planı olarak, antisemitizm, siyonizm, siyonist lider Theodor Herzl ile Sultan II. Abdülhamit arasında geçen iki görüşmeye ve Filistin’e Yahudi göçünün evrelerine değinen yazar, aynı zamanda Filistin’de yaşayan bazı Yahudilerin, Osmanlı-Almanya ittifakını gelecekte Filistin’de kurulması planlanan bir Yahudi devletinin önünde engel olarak görüp İngiltere ile işbirliği girişimlerine de değinmekte. Nili örgütünü kuran Aaronsohn kardeşlerin kısa biyografilerini anlatan yazar, kardeşlerden birinin ünlü Rothschild ailesinden aldığı bursla Fransa’da tarım eğitimi aldığını belirtmekte.

Aldığı burs sayesinde tamamlayabildiği tarım tahsili, Aaron Aaronsohn ve kardeşlerine, Osmanlılar aleyhine casusluk yapabilme fırsatını bizzat Suriye ve Filistin Cephesi’ndeki IV. Osmanlı ordusu kumandanı, ünlü İttihatçı Cemal Paşa eliyle sunar. 1915 yılı ilkbaharında başlayan çekirge istilası üzerine Cemal Paşa, Aaron Aaronsohn’u bu istila ile mücadele etmek amacıyla görevlendirir. Bu görevlendirmenin ardından, Aaron Aaronsohn, kendi kardeşleri başta olmak üzere, Nili örgütüne mensup diğer Yahudi gençleri çekirge istilası ile mücadele birimine alarak onlara resmi seyahat izni de elde eder. Bu resmi görevleri ve seyahat izinleri sayesinde Suriye, Lübnan ve Filistin’e pek çok seyahat yapan örgüt üyelerinin elde ettikleri stratejik bilgileri, gelecekte Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması konusunda pazarlıklar yaptıkları İngilizlere ulaştırdıkları anlatılıyor. Ayrıca, örgüt üyesi kadın casusların, Filistin’deki Türk ve Alman subaylardan istihbarat toplama maharetleri de değinilen konular arasında yer alıyor. Toplam üye sayısı elli kişiyi geçmeyen bu örgütün elde ettiği stratejik bilgileri İngilizlere ulaştırma sürecini ayrıntılarıyla aktaran yazar bu stratejik bilgileri değerlendiren İngilizlerin 1917 yılında bütün Filistin ve Suriye’yi ele geçirmeyi başardığını da ifade etmekte.

Yazar, Nili örgütünün bu faaliyetlerini anlattıktan sonra Osmanlı istihbaratı tarafından bu örgütün ortaya çıkarılması sürecine de değinmekte. Kaderin cilvesi denilebilecek çok basit bir ipucundan yola çıkan Osmanlı istihbarat görevlilerinin örgütü tamamen açığa çıkarma süreci yazar tarafından anlatılmakta. O dönem; bu örgüt ile mücadele eden bir Osmanlı istihbarat elemanının kaleme aldığı kitaplardaki bilgileri de önümüze koyan Alkan, bu örgütü, tüm yönleriyle gözlerimizin önüne sermeyi başarıyor.

Kitabın son kısmında, daha önce yazar tarafından Türkçeye çevrilerek yayınlanan ve bu kitabın nüvesini oluşturan, Alexander Aaronsohn’un kaleme aldığı Türk Ordusuyla Filistin’de isimli kısa hatırat yer almakta. Bu hatıratın asıl kıymeti, yirminci yüzyılın başında bir Yahudi gencinin gözünden Filistin’deki yaşamı okuyuculara aktarmasında olsa gerek. Çünkü Filistin’deki Osmanlı idaresi, Yahudilerin yaşam koşulları, o dönemde otonom bir yönetime sahip olan Lübnan’da yaşam bu Yahudi gencinin gözünden anlatılmakta ve bu gencin Osmanlı idarecileri ile yaşadığı problemler ve bunların sonuçları da dile getirilmekte… Alkan, bu kitabı ile, son dönem Osmanlı tarihinde büyük etkileri olmasına rağmen gözlerden ırak kalmış bu küçük casusluk örgütünü tüm yönleriyle ortaya koymakta. 

Arka Kapak dergisi 26. sayı