Nihan Bora

Gizemli yazar Jerome David Salinger’ın II. Dünya Savaşı’ndaki hizmetinden ‘Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı nasıl yayımladığına kadar hayatından birçok ayrıntıyı anlatan ‘Salinger’ belgeseli, 33. İstanbul Film Festivali’nde gösterildi. Belgeselde, sıkıntılı kurguya rağmen, Salinger’a dair ilginç bilgiler var.

Belgesel, Newsweek muhabirinin Salinger’ın fotoğrafını dört ay sonunda çekebilmeyi başarmasıyla başlıyor. Salinger bir gün postaneye gidiyor ve muhabir o anı fotoğraflıyor…

Gizemli ve münzevi Salinger, 1965’te son öyküsünü yayımladıktan sonra New York’tan ayrılıp New Hampshire’da kendini dünyaya kapattı. Salinger’ın hayatı ve 1965’ten vefat ettiği 2010 yılına kadar yazıp yazmadığı, hep merak edildi. Çünkü 10 yılda yazdığı tahmin edilen ‘Çavdar Tarlasında Çocuklar’ kitabı, 1951’de yayımlandığında tüm dünya Salinger’ı konuşmuştu.

Şöhreti hiç sevmedi
Salinger, ilk zamanlar tüm röportajları kabul etti; kendini gizlemedi. Ancak bir süre sonra kabuğuna çekilip dünya ile iletişimini kopardı. Bu sefer de bu tercihi yüzünden büyük bir merakın merkezine yerleşti. Belgesel işte bu merakın izlerini takip ediyor ancak teknik açıdan büyük kusurları bulunuyor. Zira Salinger hakkında konuşanların bilgisi belgeselde yok. Anılarını dinlediğimiz kişilerin kim olduğunu ancak araştırma yaptığımızda öğrenebiliyoruz.

The Weinstein Company’nin hazırladığı belgeselin senaryosu ve yönetimi Shane Salerno’ya ait. Film için yaklaşık 150 kişiyle görüşülmüş ama filmde 25-30 kişiden Salinger’ı dinliyoruz. Edward Norton, John Cusack, Danny De Vito, Gore Vidal ve geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Philip Seymour Hoffman, Salinger’ı anlatan tanıdık isimler arasında.

Belgeselin bir diğer sıkıntılı yanı da kurgusu. Günümüz ve Salinger’ın yaşadığı yıllar arasındaki hızlı geçişler yüzünden izlerken hangi yıllarda olduğumuzu karıştırıyoruz. Belgesel tüm bu eksikliklerinin yanında Salinger’a dair farklı bilgiler sunuyor. Ama belgeselin en büyük iddiası olan Salinger’ın gizemini çözmek mevzusu maalesef yeterince karşılanmıyor.

Savaştan çıkan edebiyat dehası
II. Dünya Savaşı’na da gönüllü katılan Salinger, savaştan çok etkileniyor. Belgeselde geçen “Salinger’ı II. Dünya Savaşı yarattı” cümlesi savaşın yazar üzerindeki etkilerini harika bir şekilde ifade etmiş diyebiliriz.

Normandiya Çıkartması sonrası Nazi Almanyasına yaptığı yolculuk Salinger’ın tüm yaşamını değiştiriyor. Onu tanıyanlar, Salinger’ın yanan insan kokusunun burnundan hiç gitmediğini söylediğini anlatıyor. Hatta, Dachau Kampı’nda gördükleri yüzünden Salinger akıl sağlığını kaybediyor ve bir süre hastanede yatıyor. Savaştan izleri, kahramanı Holden Caulfield’da ortaya çıkıyor.

Romanının öyküsü de zorlu
Yazarın opus magnumu olan ve 100 milyondan fazla insanın okuduğu tahmin edilen ‘Çavdar Tarlasında Çocuklar’ın yayımlanması ise hiç kolay olmuyor. Örneğin, kitabı dosya olarak teslim ettiği yayınevinden “bu kitaptaki karakter deli” cevabını alması Salinger’ı çıldırtıyor. Çünkü Holden Caulfield Salinger’den başkası değil.

Belgeselde sadece birkaç fotoğrafı bilinen Salinger’ı daha önce günyüzüne çıkmamış fotoğrafları da var. Mesela askerlik arkadaşının çektiği bir kare, Salinger’ın ‘Çavdar Tarlasında Çocuklar’ı yazarken çekilen “şimdilik” tek fotoğraf olarak kayda geçmiş.

Salinger, yazarlık ve kadınlar
Belgeselde Salinger’ın hayatına giren kadınları da tanıyoruz. Kadınlara düşkün olduğu apaçık ortada. Kadınlar gelip geçiyor; çünkü Salinger, yazıyla olan ilişkisini bir kadının dahi etkilemesine izin vermiyor.

Savaştan sonra Alman Sylvia Welter’le evleniyor. Daha sonra Claire Douglas’la olan evliliğinden iki çocuğu oluyor. Fakat Salinger yazmaya tutkuyla o kadar bağlı ki evlerinin yakınındaki kulübeden günlerce çıkmadığı oluyor. Douglas da sabrı tükenince çocukları alıp evi terk ediyor.

Hayatındaki bir diğer kadın ise 18 yaşında New York Times Magazine’e kapak olan Amerikalı yazar Joyce Maynard. Bir gün Maynard’a Salinger’dan mektup geliyor. Maynard heyecanlanmakla birlikte cevap yazıyor ve daha sonra uzun bir süre mektuplaşıyorlar. New Hampshire’da birlikte yaşamaya başlayan çift başlarda çok iyi anlaşıyor ama daha sonra işler yolunda gitmiyor. Maynard o günleri şöyle anlatıyor: Salinger sürekli yazardı, daktilo sesleri evden eksik olmazdı. Eski eşinden olan çocuklarıyla bir gün tatile gittik. Çocuklar denizde oynamak istiyordu. Salinger yanıma gelip ‘benden geçti artık, çocuk sahibi olmak istemiyorum’ dedi. Ben de çocuk sahibi olmak istediğim için ayrıldık. Beni taksiye bindirdi ve havaalanına gönderdi. Böyle ayrıldık.

Maynard, Salinger’ın kendisi de dahil olmak üzere birçok kadına mektup gönderdiğini çok sonra öğreniyor. Daha sonra Salinger’la ilgili bir kitap yazmaya karar veriyor Maynard ve yıllar sonra Salinger’la görüşmeye gittiğinde ondan azar işitiyor…

Salinger, 91 yaşında New Hampshire’da yaşadığı çiftlikte hayatını kaybetti. İddiaya göre 2015 yılında yayımlanmasını vasiyet ettiği ve aralarında ‘Franny ve Zooey’ hikayesinde yer alan Glass ailesinin de geçmişini anlatan beş kitap basılacak.

yazar-kitap