Murat Acar

İncecik çizgileriyle, kullandığı renklerle ve çizdiği nesnelerdeki bakış açıları ve zarifliğiyle Jean-Jacques Sempé, mizah anlayışıyla grafik dünyasının gündeminde yer almaya devam ediyor. Daha çok çocuklara yönelik çizimleri ile tanınan Sempé, ustalığını şehre doğru da yönlendirerek bu alanda bize güzel bir eser kazandırmış. Ünlü karikatüristin birbirinden eğlenceli çizimlerinden oluşan ve Şirin Etik imzası ile Desen Yayınları tarafından çıkan Şehir Yaşamı ve Diğer Şeyler, şehirli insanın kentin kaotik yapısı içerisindeki kayboluşunu sanatın eşsiz gücünden ilham alarak ortaya koyuyor.


Şehir Yaşamı ve Diğer Şeyler
Jean Jacques Sempe
Desen Yayınları

Ünlü sosyolog Richard Sennett Gözün Vicdanı isimli eserinde modern mekân algısını, bir tiyatro sahnesini andıran karakteri ile görünür olma ihtiyacının adeta bir kutsallığa dönüştüğü kentler üzerinden değerlendirir ve insanın giderek kaybolduğu bu düzlemi ciddi bir biçimde eleştirir. Sennett, bunu gözümüzde canlandırabilmek adına kentsel yapıyı oluşturan tasarım öğelerini, planlama anlayışını ve tüm bunların arkasında yer alan felsefi derinliği yazının harikulade gücünü kullanarak ortaya koyar.

Kalemin bu etkisini yazarlar kadar güçlü kullanan başka bir sanat grubu daha vardır. Sözcüklerin yerine çizgileri, cümlelerin yerine kompozisyonları meydana getirerek görsel hafızaya hitap eden çizerler, söz kadar değerli olan eserleri bizlere ulaştırır. Kimi zaman sade çizgileri, kimi zamansa üzerinde ciddi olarak düşünülmesi gereken derinlikli bir anlatımı tercih eden çizerler sayesinde, kentlere ilişkin meselelerin göze ve ardındaki vicdana hitap eder bir hal alması mümkün olur.

Filizlenen ağaçların yerini aniden biten binaların aldığı, komşuların birbirlerine dokunamadan şehir hayatından ayrıldıkları kentlerin nasıl insansızlaştırıldığını harika bir şekilde resmeden Sempé; ulaşımdan yerleşime, iş hayatından günlük ilişkilere kadar şehirlilerin tümünü ele geçiren yapıyı ustalıkla ele almış. Tıka basa dolu bir otobüse binmek için bekleyen kalabalıkların, yalnızca tesadüfi karşılaşmalarla birbirleri ile görüşebilen eski dostların, dokusunu kaybederek sıradanlaşan kentsel mekânların ve şehir yaşamına dair yitirilen diğer birçok unsurun çizgilerin dili ile ifade bulduğu eser, kentsel hayata dair çarpıcı bir etki oluşturmuş. Modernizmin kentsel mekânla olan ilişkisindeki kimliksiz ve soğuk tutumunu her biri ayrı derinliklere sahip onlarca karikatürle ele alan Sempé, böylece şehre ve ona ait meselelere çizgileri ile etki gücü yüksek bir katkı sunmuş.

Her geçen gün sayısı giderek artan yapı yığınlarının kentleri fiziksel olarak ele geçirmesinin yanı sıra onların kimliğini yok ettiği ve en önemlisi de şehri var eden insanların yaşamını kaotik bir düzene sürüklediği gerçeğini ön planda tutan çizer, insanın bu hengâme içerisindeki yalnızlığını acı ama etkili bir şekilde vurgulamış. Kitabın sonunda yer alan karikatürlerden birisinde kahramanın ifade ettiği “özel olma” tespiti, aslında bugün kent insanının kendisini ne kadar değersiz hissettiğini acı bir biçimde ortaya koyması açısından çok anlamlı olmuş. İnsanın varlığına bağlı olarak kazanmış olduğu değerli olma hissiyatının şehirde giderek kaybolduğuna ve bu ihtiyacın artık yalnızca bir hayalden ibaret olduğuna yapılan atıf, Sempé’nin en can alıcı çizimlerinden birisini oluşturmuş.

İmajın en önemli unsur halini aldığı yeni kent morfolojisinin; mahallenin dokusunda yer alan ve şehrin yakın ilişkileri önceleyen samimi atmosferini nasıl ortadan kaldırdığını şehirlilerin dili ile aktaran çizer, komşuluk ilişkilerinin aşınmaya başladığı ve mekân algısının insani ihtiyaçlardan daha önemli görüldüğü bir kentsel yapının şehirliyi ve ona ait değerleri nasıl birer birer tükettiğini mizahi bir dil ile gözler önüne sermiş. Sempé’nin bu eseri, şehir yaşamının beraberinde getirdiği problem alanlarına ilişkin yediden yetmişe herkesin istifade edebileceği niteliği ile raflarda meraklılarını bekliyor.

Arka Kapak dergisi 30. sayı