Selim Ahmetoğlu

Seyyah ve seyahat kelimeleri oldum olası hep ilgi çekici gelmiştir bana. Farklı yerleri gezip görmek ve bu gördüklerini kaleme almak cazibeli bir uğraştır benim için. Bizim kültürümüzde seyyah denilince ilk akla gelen isim Evliya Çelebi, seyahatname denildiğinde de onun büyük eseri Seyahatname‘dir. Seyahatnameler üzerine yapılan araştırmalara bakıldığında Evliya Çelebi öncesinde de örnekleri görülen seyahatnamelerin Evliya Çelebi’den sonra iyice azaldığı görülmekte.

19. yüzyılın ortalarından itibaren, dünya çapında ulaşım imkanlarının kolaylaşması, ekonomik gelişme ve entelektüel bilgi birikiminin artması ile beraber seyahat etme ve seyahatname kaleme alma olguları yeniden önem kazanmaya başladı. Bu durum, Osmanlı Devleti’nde de, biraz daha geç olsa da etkisini göstermeye başlamış ve seyahatname türündeki eserlerin çoğalmaya başladığı görülmüştür. Özellikle, II. Meşrutiyet döneminde bu konuda büyük bir artış yaşanmıştır. Gazete ve dergilerde tefrika hâlinde yayınlanan seyahatnamelerin yanı sıra, risale ve kitap formatında basılıp satışa sunulan eserlerin sayısı da oldukça fazladır. Günümüze geldiğimizde, bize seyahatnameler ve seyahatname yazmanın önemini yeniden hatırlatan değerli bir isim çıkıyor karşımıza: Prof. Dr. İlber Ortaylı. Bir başka değer ise, yeni kurulan bir yayınevi olmasına rağmen kaliteli kitaplar yayınlayarak yayıncılığa giriş yapan Kronik Kitap’tır. Yazımıza konu olan eser ise, Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın kaleme aldığı ve Kronik Kitap tarafından 2017 yılında yayımlanan İlber Ortaylı Seyahatnamesi’dir. 277 sayfa olan bu eser, Ortaylı’nın Suriye, Ürdün, İsrail, İran, Azerbaycan, Rusya, Kırım, Özbekistan, Tuna Havzası, Bosna, Makedonya, Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Macaristan, Romanya, Avusturya, Yunanistan, İtalya, Malta, İspanya, Portekiz, Litvanya, Estonya, İsveç, Hindistan, Japonya ve Singapur’a yaptığı gezilerine dayanmakta. Ayrıca kitabın sonunda da “Müzeler Dünyasından” başlığı ile Paris’teki Louvre Müzesi, Londra’daki British Museum ve St. Petersburg’daki Ermitaj Müzesi tanıtılmakta ve bu müzeler hakkında ilgi çekici bilgiler verilmekte.


İlber Ortaylı Seyahatnamesi
İlber Ortaylı
Kronik Kitap

İlber Ortaylı Seyahatnamesi’ne derinlemesine bakıldığında, seyahat edilen ülkelerde karşılaşılan durumların anlatılmasının yanı sıra, bahse konu ülkelerin tarihi ve coğrafi özellikleri hakkında da ayrıntılı bilgiler verilmesi kitabı farklı kılıyor. Eserin, konu edinilen ülkelerin tarihi, kültürel ve sosyal yapılarına dair dikkat çekici ayrıntılarla süslenen akıcı bir üsluba sahip olması takdire şayan. Eserin önemli bir bölümü, Osmanlı Devleti’nin himayesinde bulunan ülkeleri ve Osmanlı’nın sınır komşuları olan ülkeleri içermekte. Bunun yanı sıra İtalya, Malta, İspanya ve Portekiz gibi Osmanlı Devleti ile uzun mücadeleler yaşamış devletlere de değinilmekte.

Ortaylı, seyahatnamesine Ortadoğu’ya olan gezilerinden başlıyor. İlk olarak, dört yüzyıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Suriye hakkındaki gözlemlerini anlatan İlber Ortaylı, bunu yaparken de Suriye’nin tarihini Roma zamanından başlayarak gördüğü kentlere ve eserlere referans vererek anlatıyor. Önemli ticaret yolları üzerinde bulunan ve bu nedenle pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan Şam şehrinin tarih boyunca geçirdiği değişimleri İlber Ortaylı’nın satırlarından takip etmek insana ayrı bir haz veriyor. Halep ise, eserde ayrıca anlatılan bir diğer Suriye şehri. Suriye’nin tarihi ve kültürel mirasına değinilen bu bölümü okuyunca, bu güzelim ülkenin yıllardır süren acımasız bir iç savaşın kurbanı olduğunu bir anlık da olsa unutuyor insan. Daha sonra kendine geldiğinde ise, Ortaylı’nın bahsettiği bu yerlerde hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark etmenin dayanılmaz acısını iliklerinde hissediyor. İlber Ortaylı’nın rotasını, daha sonra, Ürdün’e ver ardından İran’a çevirdiğini görüyoruz. Kadim İran medeniyetinin meziyetlerini anlattıktan sonra, İran tarihinde önemli rol oynayan Selçuklu, İlhanlı, Safevi ve Kaçar dönemleri referans verilerek günümüz İran kültüründe Türk izlerine vurgu yapıldığını görüyoruz. İlber Ortaylı’nın eserinde en ayrıntılı yer verdiği ülkelerden biri de Yunanistan. 19. yüzyıldaki Osmanlı-Yunan mücadelesi, Türklerin zihin dünyasında önemli bir yeri olan Selanik şehri ve Yunan adalarından da bu bölümde bahsedilmekte. 

Arka Kapak dergisi 21. sayı