A. Ali Ural

Aynadan bir at gemi azıya almış, ağzından köpükler, sırtından ışıklar saçarak koşuyor. Sürücü kırbaçladıkça kora dönüşüyor at. Kuyruğu yüzlerce uçurtma uçuruyor, kemandan uçurtmalar, kıvılcımlar saçarak. Bulutları ateşliyor kıvılcımlar; yağmur aşısı. Birazdan sağnak bir şarkı başlayacak nehirler doğuran, şemsiyelerinizi kapatın. Kağıt gemilerinizi yapmanız için birkaç dakikanız var. Fakat bütün kağıtları havalandırmış rüzgar uçurtma uçururken. İlk kitaba uzanıyor eliniz bir kayıktan mahrum kalmamak için. İlk sayfayı çekip kopartıyorsunuz: “Kaçan Ayna / Giovanni Papini”

Aynı nehirde bir kereden fazla yıkanamayan insan, aynı aynaya bir kereden fazla bakabilir mi ya da bir ayna kaçıyorsa kaçırdığı nedir insandan?

  • Cevabı soru olan soruları.
  • Hep aynalar yolunu kesecek değil ya şairlerin, bir kez de şairler aynanın yolunu kessin.
  • Kaçan kovalanır. Ayna kaçıyor mu?
  • Kaçıyor ama suçlu ya da mağdur gibi değil; bir hırsız gibi, sırtında isli çuvalı.
  • Çuvalda ne var?
  • Hikâyeler.
  • Sorular, demiştin daha önce.
  • Her hikâye bir soru; on soru yakalayacaksın kitabın kapağını kapattığında.
  • İlk hikâyenin adı ne?
  • Havuzda İki Yansı.
  • Anlatsana biraz.
  • Ölü yapraklarla dolu bir havuz, aynası oluyor kahramanın ve orada yüzünün yanında ikinci bir yüz beliriyor; fakat kendisinin parçası olmayan bir yüz bu.
  • Sonra…
  • Kaçan Ayna’yı yakalaman gerek sonrası için.
  • İkinci hikâyenin adı ne?
  • Saçma Sapan Bir Öykü.
  • Saçma mı gerçekten?
  • Hayır, ciddi. Kan ter içinde bırakıyor bir günlük kaleme alan yazarı. Ama bu günlük itaat etmiyor kendisine. Yazdıkları değil de yazmadıkları sadakat göstererek bir gölge gibi adım adım takip ediyor yazarı. Üstelik bu yazılmayanları, başka biri yakalayarak önüne serpiyor da korkudan yanardağlar püskürüyor yazarın ruhunda; lavlarını kimsenin görmediği volkanlar bunlar.
  • Başkasının öyküsünü dinliyor o halde?
  • Hayır, kendi öyküsünü dinlerken olan oluyor.
  • Ne oluyor?
  • Kaçan Ayna’yı yakalaman gerek sonrası için.
  • Üçüncü hikâyenin adı ne?
  • Zihinsel Bir Ölüm.
  • Bunamadan mı söz ediyor?
  • Hayır, ölmeden önce ölmekten. Fakat bir tasavvuf deneyimi anlama bundan. Bir intihar yöntemi, salt düşünceyle gerçekleştirilen.
  • Anlatsana!
  • Yakalasana!
  • Dördüncü hikâyenin adı ne?
  • Beyefendinin Son Ziyareti.
  • Yine mi bir ölüm hikâyesi?
  • Hayır, ölememenin öyküsü bu. Düşlendikçe yaşayan bir gölgenin çırpınışı. Fakat yaşamak için değil, ölmek için çırpınıyor.
  • Devam et!
  • Devamı aynanın sırtında.
  • Beşinci hikâyenin adı ne?
  • Neysem O Olmak İstemiyorum Artık.
  • Aynayı kıran bir adamın öyküsü mü?
  • Kendiyle yaşamaktan yorulup kendinden bir “öteki” çıkarmaya hakkı olduğuna inanan bir adamın öyküsü.
  • Başarıyor mu bunu?
  • Başardınız mı yakalamayı!
  • Altıncı hikâyenin adı ne?
  • Sen Kimsin?
  • Bir ayna hikâyesi daha…
  • Çürüten bir aynanın öyküsü fakat. Sahibinin suretini lime lime çözen. Öyle bir çürüme ki bu, aynaya baktığında kimliği silinmiş bir suret görüyor kimsenin tanımadığı.
  • Ne yapıyor peki?
  • Önce kızıyor herkese. Sonra herkesten sıyrılıp yeni bir “Ben”e elini uzatıyor.
  • Tutuyor mu yeni “Ben”in elini?
  • İndirdin mi yoksa çuvalı aynanın sırtından!
  • Yedinci hikâyenin adı ne?
  • Ruh Dilencisi.
  • Nerede dileniyor?
  • Dostoyevski’nin Golatkin’i gibi bir sokak lambasının altında. Ama anladığını sanma; ruh değil dilendiği. Sıradan İnsan’ın hayat öyküsünü bıraktırmak istiyor avucunun ortasına.
  • Bıraktılar mı eline bu öyküyü?
  • Bıraktın mı peşini aynanın!
  • Sekizinci hikâyenin adı ne?
  • Başkasının Yerine Canına Kıymak.
  • Bir intihar öyküsü mü bu da?
  • Hayır, bir diriliş hikâyesi. Ölümünün sarsıntısıyla bir ruhu dipten yüzeye çıkarmayı hedefleyen bir kahramandan söz ediyor.
  • Gerçekleşiyor mu bu?
  • Aynanın yakalanışı mı!
  • Dokuzuncu hikâyenin adı ne?
  • Kaçan Ayna.
  • Demek sonunda müşerref olacağız kendisiyle.
  • Gelecekte elde edeceğiniz şeyler için yaşıyorsanız, hayır.
  • Neden peşinden koşuyoruz o halde?
  • Şeytanları güldürmek için.
  • Güldüren nedir şeytanları.
  • Bir saat sonra ölecek insanların gelecek için plan yapmaları.
  • Yani hiç yakalanmayacak mı ayna?
  • Belki ödenmeyen günde.
  • Ödenmeyen Gün?
  • Onuncu hikâyenin adı.

Kendini “yabancı” görmeye başladığında insan, edebiyatın yeni ve tehlikeli “öteki”si oluverdi. Yunus’un “kendisinden içeri ben’ine benzemiyordu bu “öteki.” Kanaatin terbiye ettiği bir kalpten başını alıp giden bir “öteki” çıkmazdı elbette. Olsa olsa yerinde kalıp varlığını inşa ve terbiye eden bir “ben” olurdu içeride.

Arka Kapak dergisi 22. sayı