Evren Kuçlu

“Olduğum veya olduğumu hissettiğim kişiyi (kuşkusuz ikisi aynı şey değil) yansıtması bakımından kafam, dünyadaki her şey içinde bana en yakın olanıdır… Ayrıca ona katlanmak da zorundayım; tamamen benden bağımsız ya da tamamen benimle ilgili gibi görünen ağrılarını sızılarını çekmeye mahkûmum.”   Sonsuz Uzayın Hâkimi – Önsöz’den

Vakit kaybını hayati tehlike olarak algılayan bir kitap kurduysanız, okuyacağınız kitabın ön incelemesi ve referansları neredeyse bir güvenlik koduna dönüşüyor. Aksi takdirde vakit kaybı obsesyona dönüşüp okuma ritminizi bozabiliyor. Eğer kitaplarda pür eğlence arayan (büyük ihtimal sadece roman ve kişisel gelişim kitapları okuyan), biriyseniz düşünce trafiğinin tam göbeğinde gezinen yazar ve kitaplar sizi huzursuz eder. Olayı vakit kaybı olarak görmeseniz de kitaplarla olan pratik ilişkinizi sekteye uğramış hissedersiniz. Bazı kitaplar, yukarıdaki şıklardan hangisi size uyuyor olursa olsun, tavrınız ne kadar netleşirse netleşsin bir çıkarım yapmamıza pek imkân vermiyor. Her şeyden önce kitabın hangi kitleyi hedef aldığına karar veremiyorsunuz, daha da zoru kitabın yazarı da bu konuda en az sizin kadar kararsız oluyor.

Nispeten argo ve elastik bir evrim felsefesinin göbeğine oturttuğu “kafa” yapımızı, bir radyo düzeneğini kurcalar gibi anlatan Raymond Tallis‘in “Sonsuz Uzayın Hâkimi” (The Kingdom Of İnfinite Space – A Fantastical Journey Around Your Head) adlı monografik eseri, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasından çıktı. Kitap, içerdiği felsefi donanım ve genel kültür sebebiyle az önce bahsettiğimiz kararsızlığa teşne. Gene de son kertede hangi tip okuyucu olursanız olun, riski alın derim.

Sonsuz uzayın hâkimi olan “kafamız” kurcalandığında içerisinden neler çıktığını görmek, görülenlerin tüm ansiklopedik soğukluğa rağmen oldukça dikkat çekici olabiliyor. Kafanın çıktılarından biri olan kulak kirinin antropolojik incelemelerde bir kalıntı sayıldığı, kafamızın bir meyvesi olan saçımızın cinayet mahallinde nasıl bir hard diske dönüşebildiği, gözyaşlarının son kertede sadece bir sıvı kaybı olarak görebileceği Tallis’in kafayla ilgili, çekici notlarından sadece birkaçı. Bu açıdan bakarsak; okuru kafa konusunda uzmanlaştırmak için elinden geleni yaptığını söylemeliyiz. Tabii bunu yaparken tespitlerinin biyolojik bir ders kitabı konusuna, ya da bir bitirme tezine dönüşmesinden endişe ediyor. Bundan olsa gerek her biyolojik tespitini; psikolojik, sosyolojik ve hepsinden de fazla felsefi argümanlarla çerçeveliyor.

Kitapta sıkça kullandığı felsefi terimler ve tıp diline bağlılığı yüzünden yer yer okurlara ekstra enerji harcatan Tallis bunun farkında. Ancak konunun anlaşılması için bu kadarına katlanmamız gerektiğini de hatırlatıyor. Kitaptaki eğlenceli bilgilerin tuzağına düşmemizden korkar bir tavrı da var bir taraftan. Eğlenceyi kısa kesip kafaya odaklıyor bizleri. Çünkü her gün aynada görüp de üstelemediğimiz bu karışık kutunun ihmale uğradığını düşünüyor. Kafamız aklımızda bulunsun diye neredeyse yeni bir işaret dili oluşturuyor. Kafanın röntgenini ya da haritasını elimize vermek yerine, bir antik kenti tanıtan rehber titizliğiyle sürekli dipnotlar ekliyor.

Başta da belirttiğim gibi Sonsuz Uzayın Hâkimi’ni kategorik olarak bir yere koymak güç. Çünkü ne bir bilim, ne de bir kişisel gelişim kitabı. Ne felsefe, ne biyoloji rafı bu kitabı sindirebilir. Hatta ikisinin arası bile değil. “Kafa”yı etinden iskeletine, tüm yanlarıyla ele alan bu kitap okur kitlesini bulmak açısından önemli riskler alıyor. Gene de işini iyi yapmadığını söyleyemeyiz. Kafadan çıkan her ses, sıvı ve düşünceye farklı bir açıklama getiriyor. Mesela burnumuzdan akan mide bulandırıcı sıvının antropolojideki yeri, beynimizin bu sıvıdan beklentileri gibi hususlar herhangi bir saçmalığa varmadan masaya yatırılıyor. Öpüşme biyolojik ve sosyal açıdan düpedüz bir skandal olarak adlandırılırken, kanıtlar için J.P. Sartre’dan psikanalize varan bir yelpaze kullanıyor. Gündelik bilgilerle retoriği aynı sepete koyuyor.

“Kafamızın içinde büyüleyici bir yolculuk” alt başlığıyla sunulan kitabın entelektüel açıdan alt ve üst sınırı belirsiz olsa da bir amacı ve kotası var. Ayrıca kitabın felsefi bağlantıları onu, okura yapılmış sıradan bir genel kültür aşısı olmaktan çıkarıyor. Tallis, hekimlik bilgisini gölgede bırakacak bir felsefi birikimle konuyu irdelediği için birçok yerin altını çizme ihtiyacı duyacağınızı da garanti edelim.

Bu ürüne babil.com‘dan ulaşabilirsiniz.

Sonsuz Uzayın Hakimi – Raymond Tallis
İş Bankası Kültür Yayınları