Kadir Yılmaz

Dijital kütüphaneler ve dijital paleografi gibi ilginç çalışma alanları bulunan Engin Cihad Tekin, Osmanlı’da kitap ve kütüphane kültürünün 1453-1699 tarihleri arasında Osmanlı Devleti’ne gelen Avrupalı seyyahlarca nasıl değerlendirildiğini inceliyor. Birincil, yani Osmanlı kaynaklarının bu konudaki “sessizliği” Batılı seyyahların bu konudaki gözlemlerini daha da önemli kılıyor. Tespit edilebilen 371 seyyahın eserinin incelendiği kitap, Zeki Velidi Togan’ın tabiriyle “bizim dikkat etmediğimiz” ama onların dikkatini çekmiş hususların görülebilmesi açısından da önemli. Kitapta; seyyahların Osmanlı kitap kültürü ile alakalı genel gözlemlerinin yanı sıra kitabın üretilmesi, kopyalanması, ciltlenmesi, kitap malzemelerinin fiziksel özellikleri, kitap ticareti, kitap fiyatını belirleyen unsurlar, kitapların kullanım alanları, kitapların yurtdışına çıkarılması/kaçırılması, okuma mekânları, saray kütüphaneleri, cami kütüphaneleri, manastır ve özel kütüphaneler gibi birçok konuya temas ediliyor.


Osmanlı’da Kitap Kültürü ve Batı Dünyası
Avrupalı Seyyahların Bakış Açısından Osmanlı’da Kitap ve Kütüphane Kültürü (1453-1699)
Engin Cihad Tekin
Hiperlink Yayınları

Süha Oğuzertem’in Türk yazarlar hakkında artık ders kitaplarına girecek kadar “yerleşikleşen” hükümleri sorguladığı ve her yazarda “Acaba öyle mi?” sorusunu sorduğu, 1990-2014 arasında kaleme aldığı 16 incelemesinin bir araya getirildiği bir “ilk” kitap Eleştirirken. Ele aldığı metinleri, eleştiri kuramlarına feda etmeden değerlendiren Oğuzertem, değerlendirmelerinde etik ile estetik arasında dengeli bir analiz sunuyor. “Yaranın İzi”, “Metnin Gizi” ve “Tanpınar’ın Gizemi” başlıklı üç bölümden oluşan kitapta, Sait Faik, Yaşar Kemal, Halikarnas Balıkçısı, Leylâ Erbil, Yakup Kadri, Ahmet Altan, Orhan Pamuk, Abdülhak Şinasi Hisar, Ali Teoman ve Ahmet Hamdi Tanpınar’ın eserleri mercek altına alınıyor.


Eleştirirken
Modern Türkçe Edebiyat Üzerine Yazılar
Süha Oğuzertem
İletişim Yayınevi

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda ittifak yaptığı Almanya ile ilişkileri birçok araştırmacı tarafından incelendi. Ancak Naci Yorulmaz’ın bu titiz çalışması, iki devletin II. Abdülhamid döneminden itibaren gittikçe hassaslaşan ve karmaşıklaşan ilişkisini “silah ticareti” gibi netameli bir konu üzerinden ve kişisel ilişkilerin diplomaside ne kadar etkili olduğunu gösteren ayrıntılarla ele alması bakımından önem taşıyor. Kitapta, Almanya’nın silah satışlarının ticari yönünü daha ileri boyutlara taşıyarak bu ilişkiyi askeri ve siyasi kazanımlara nasıl dönüştürdüğü görülüyor. Almanya, Avusturya, İngiltere, Amerika ve Türkiye’deki arşiv belgelerinin incelenmesiyle yazılan kitapta, “Alman Tarzı Silah Ticareti” olarak tanımlanan gelişmede bilhassa Alman devlet unsurlarının silah satış süreçlerine ne şekilde ve hangi ölçüde müdahil oldukları ortaya konuyor. Her bir silah satış sözleşmesine “devlet politikası” çerçevesinde yaklaşan Almanların rüşvet, şantaj, yolsuzluk ve sanayi casusluğu gibi başvurdukları diğer yöntemler de araştırmada ele alınıyor.


Büyük Savaşın Kara Kutusu
Naci Yorulmaz
Kronik Kitap

Sosyal ve beşeri bilimlerin tanımlamakta belki de en fazla zorlandıkları olgudur kültür. A. B. Candan ve C. Özbay tarafından hazırlanan Kültür Denen Şey kitabı, esasında kültürün antropolojik olarak hangi araçlarla ve alt disiplinlerle birlikte açıklanabileceğine odaklanıyor. Bugün tutarsızlaşmış, parçalanmış ve karmaşıklaşmış toplumların genel antropoloji verileriyle açıklanması pek mümkün görünmüyor. Bu yüzden kitap; kültürün, nerede nasıl tanımlandığını, hangi araçlarla yeniden üretildiğini ya da zedelendiğini saha araştırmalarına daha müsait alt antropolojik disiplinler yoluyla göstermek için devlet, siyaset, bürokrasi, tarım, köylülük, kent, çalışma, cinsiyet, din, etnisite, dil, spor, medya ve sağlık konularında Türkiye’deki çalışmaları inceliyor.


Kültür Denen Şey
Antropolojik Yaklaşımlar
Ayfer Bartu
Candan Cenk Özbay
Metis Yayınları

Kendini “ara sıra yazan bir okur” olarak tanımlasa da, Oğuz Demiralp eleştirileri ve değerlendirmeleri ciddiye alınan, üretken bir kalem. Demiralp’in Orhan Pamuk ve kitapları hakkında kaleme aldığı eleştirel denemeleri, Nobel ödüllü tek yazarımızın edebiyat dünyasındaki yerini göstermesi bakımından önem taşıyor. Demiralp, bir türlü bitiremediği Orhan Pamuk kitaplarını, Pamuk’un Tanpınar Merkezi’nin açılış konuşmasını dinledikten sonra okumaya karar veriyor ve ardından kitapta sıralanan eleştirel denemeleri yazıyor. Samimi bir üslupla kaleme alınan eleştiriler -her ne kadar “yeni” olsalar da- Demiralp’in eleştirel birikimini yansıtması açısından okuru Orhan Pamuk’un ve kitaplarının dünyasında renkli bir yolculuğa çıkartıyor.


Orhan Bey ve Kitapları
Bir Orhan Pamuk Okurunun Notları
Oğuz Demiralp
Kırmızı Kedi Yayınevi

Arka Kapak dergisi 34. sayı