Adem Çiçeksöğüt

Fransız İhtilali ve Birinci Sanayi Devrimi ile Avrupa eksenli yaşanan dönüşümün peşi sıra getirdiği üretim ve ulaşım imkânları, domino etkisi yaratarak küresel bir dönüşüme evrildi. Dolasıyla, yaşanan küresel dönüşüm siyasi ve iktisadi alanlarla tüm dünya devletlerini etkileyerek özellikle çok uluslu imparatorlukları derinden sarstı.

Özgün Burak Kaymakçı’nın, bahsedilen dönüşüm çerçevesinde kaleme aldığı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tarihi-Düşünsel Bir Deneme: Türkiye ekonomisi, adlı eseri üç ana bölüm ve giriş bölümüyle birlikte dört bölümden oluşuyor. Giriş bölümüne “tarih” olarak sunulan bilgi kümesinin elde edilmesinde karşılaşılan sorunlardan bahsederek başlıyor. Felsefi bir bakış açısıyla ele aldığı tarihi, “Kendi gerçekleriyle yüzleşebilecek, yüzleştiği gerçekler ile hesaplaşabilecek ve bu hesabın gereğini yapabilecek vizyoner ve aksiyonerlerin alanı…” şeklinde tanımlayarak, incelemiş olduğu Osmanlı-Türk tarihine hangi pencereden baktığını aktarıyor. Eserin asıl yazılış amacını oluşturan “Özel İhtiyaçlar” başlıklı ikinci bölümün daha iyi analiz edilebilmesi amacıyla, “Genel Öncüller” başlığı altında “Mekân, Zaman ve İnsan”, “Dünya, Döngü ve İşsizlik”, “Ülke, Modernite ve Birey” alt başlıklarıyla belirttiği öncüller ile incelediği dönemin küresel dönüşümleri hakkında bilgi veriyor. “Özel İhtiyaçlar” başlıklı ikinci bölümünde Osmanlı-Türk tarihinin, Osmanlının klasik döneminden Türkiye’nin planlı dönemine kadar olan kesitinde gelişen küresel dönüşümün etkisiyle ortaya çıkan sorunları ve küresel dönüşüme entegre olma çabasından bahsediyor.


Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye Ekonomisi
Tarihi-Düşünsel Bir Deneme
Özgün Burak Kaymakçı
Ötüken Neşriyat

Kaymakçı; İngiltere, Fransa, Almanya gibi lider güçler hegemonyasında gelişen, Birinci Sanayi Devrimi ile kapitalist ticaretin, emperyal güçlerin (İngiltere, Fransa), ulus-devletlerin doğduğu; devletler sisteminin değiştiği; Papa önderliğindeki orta çağ düşüncesinin, bireysellik ile ikame edildiği; Adam Smith’in “görünmez el”i ile başlayıp, J. M. Keynes’in “görünür el”ine uzanan uzun soluklu bir küresel dönüşümü resmediyor. İdeolojik savaş alanına dönüşen Osmanlı tarih yazımının, bahsedilen küresel dönüşümden bağımsız değerlendirilmesiyle yanlış bir analiz yapıldığını iddia eden Kaymakçı, tarihi araştırmaların salt doğrusal ve kronolojik mitosların ötesinde, iç içe geçmiş birçok değişkeni derinlemesine ele alan araştırmalar olması gerektiğini savunuyor. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, son imparatorluğun sahneden çekilmesi ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin var olma mücadelesindeki; sosyopolitik bir bir’likten kopup gelerek etnopolitik birçok’luğun eşlik ettiği bir iktisadi yoksulluğa evrilen malum yapının ürettiği, siyasi-iktisadi dönüşümlerde ve değişimlerde iç dinamiklerin rolünün yanı sıra daha etkin olan küresel dinamiklerin rolünden bahsediyor.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tarihi-Düşünsel Bir Deneme: Türkiye ekonomisi; küresel dönüşümün yaşandığı, modern devletlerin yükseldiği, güç merkezinin Akdeniz’den Atlantik’e evrildiği yeni dünyaya, üç kıta ve iki medeniyetin kesiştiği Osmanlı İmparatorluğu’nun entegrasyonunun zorunluluğunu dile getiriyor. Entegrasyonu sağlama amacıyla başvurulan çabaların ve uygulamanın başarısı analiz ediliyor. Türk-İslam-Bizans-İran mirasının, kendi bünyesinde doğmamış bir düşünce ve üretim tarzına entegre olma çabası içindeyken küresel dinamiklerin karşısında dayanıklılığının sınandığı dönemler incelendiğinde, bütüncül bir tarihsel analizin gerek ve önemi dikkat çekiyo

Özgün Burak Kaymakçı’nın, bahsedilen dönüşüm çerçevesinde kaleme aldığı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tarihi-Düşünsel Bir Deneme: Türkiye ekonomisi, adlı eseri üç ana bölüm ve giriş bölümüyle birlikte dört bölümden oluşuyor. Giriş bölümüne “tarih” olarak sunulan bilgi kümesinin elde edilmesinde karşılaşılan sorunlardan bahsederek başlıyor. Felsefi bir bakış açısıyla ele aldığı tarihi, “Kendi gerçekleriyle yüzleşebilecek, yüzleştiği gerçekler ile hesaplaşabilecek ve bu hesabın gereğini yapabilecek vizyoner ve aksiyonerlerin alanı…” şeklinde tanımlayarak, incelemiş olduğu Osmanlı-Türk tarihine hangi pencereden baktığını aktarıyor. Eserin asıl yazılış amacını oluşturan “Özel İhtiyaçlar” başlıklı ikinci bölümün daha iyi analiz edilebilmesi amacıyla, “Genel Öncüller” başlığı altında “Mekân, Zaman ve İnsan”, “Dünya, Döngü ve İşsizlik”, “Ülke, Modernite ve Birey” alt başlıklarıyla belirttiği öncüller ile incelediği dönemin küresel dönüşümleri hakkında bilgi veriyor. “Özel İhtiyaçlar” başlıklı ikinci bölümünde Osmanlı-Türk tarihinin, Osmanlının klasik döneminden Türkiye’nin planlı dönemine kadar olan kesitinde gelişen küresel dönüşümün etkisiyle ortaya çıkan sorunları ve küresel dönüşüme entegre olma çabasından bahsediyor.

Kaymakçı; İngiltere, Fransa, Almanya gibi lider güçler hegemonyasında gelişen, Birinci Sanayi Devrimi ile kapitalist ticaretin, emperyal güçlerin (İngiltere, Fransa), ulus-devletlerin doğduğu; devletler sisteminin değiştiği; Papa önderliğindeki orta çağ düşüncesinin, bireysellik ile ikame edildiği; Adam Smith’in “görünmez el”i ile başlayıp, J. M. Keynes’in “görünür el”ine uzanan uzun soluklu bir küresel dönüşümü resmediyor. İdeolojik savaş alanına dönüşen Osmanlı tarih yazımının, bahsedilen küresel dönüşümden bağımsız değerlendirilmesiyle yanlış bir analiz yapıldığını iddia eden Kaymakçı, tarihi araştırmaların salt doğrusal ve kronolojik mitosların ötesinde, iç içe geçmiş birçok değişkeni derinlemesine ele alan araştırmalar olması gerektiğini savunuyor. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, son imparatorluğun sahneden çekilmesi ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin var olma mücadelesindeki; sosyopolitik bir bir’likten kopup gelerek etnopolitik birçok’luğun eşlik ettiği bir iktisadi yoksulluğa evrilen malum yapının ürettiği, siyasi-iktisadi dönüşümlerde ve değişimlerde iç dinamiklerin rolünün yanı sıra daha etkin olan küresel dinamiklerin rolünden bahsediyor.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tarihi-Düşünsel Bir Deneme: Türkiye ekonomisi; küresel dönüşümün yaşandığı, modern devletlerin yükseldiği, güç merkezinin Akdeniz’den Atlantik’e evrildiği yeni dünyaya, üç kıta ve iki medeniyetin kesiştiği Osmanlı İmparatorluğu’nun entegrasyonunun zorunluluğunu dile getiriyor. Entegrasyonu sağlama amacıyla başvurulan çabaların ve uygulamanın başarısı analiz ediliyor. Türk-İslam-Bizans-İran mirasının, kendi bünyesinde doğmamış bir düşünce ve üretim tarzına entegre olma çabası içindeyken küresel dinamiklerin karşısında dayanıklılığının sınandığı dönemler incelendiğinde, bütüncül bir tarihsel analizin gerek ve önemi dikkat çekiyo

Fransız İhtilali ve Birinci Sanayi Devrimi ile Avrupa eksenli yaşanan dönüşümün peşi sıra getirdiği üretim ve ulaşım imkânları, domino etkisi yaratarak küresel bir dönüşüme evrildi. Dolasıyla, yaşanan küresel dönüşüm siyasi ve iktisadi alanlarla tüm dünya devletlerini etkileyerek özellikle çok uluslu imparatorlukları derinden sarstı.

Özgün Burak Kaymakçı’nın, bahsedilen dönüşüm çerçevesinde kaleme aldığı Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tarihi-Düşünsel Bir Deneme: Türkiye ekonomisi, adlı eseri üç ana bölüm ve giriş bölümüyle birlikte dört bölümden oluşuyor. Giriş bölümüne “tarih” olarak sunulan bilgi kümesinin elde edilmesinde karşılaşılan sorunlardan bahsederek başlıyor. Felsefi bir bakış açısıyla ele aldığı tarihi, “Kendi gerçekleriyle yüzleşebilecek, yüzleştiği gerçekler ile hesaplaşabilecek ve bu hesabın gereğini yapabilecek vizyoner ve aksiyonerlerin alanı…” şeklinde tanımlayarak, incelemiş olduğu Osmanlı-Türk tarihine hangi pencereden baktığını aktarıyor. Eserin asıl yazılış amacını oluşturan “Özel İhtiyaçlar” başlıklı ikinci bölümün daha iyi analiz edilebilmesi amacıyla, “Genel Öncüller” başlığı altında “Mekân, Zaman ve İnsan”, “Dünya, Döngü ve İşsizlik”, “Ülke, Modernite ve Birey” alt başlıklarıyla belirttiği öncüller ile incelediği dönemin küresel dönüşümleri hakkında bilgi veriyor. “Özel İhtiyaçlar” başlıklı ikinci bölümünde Osmanlı-Türk tarihinin, Osmanlının klasik döneminden Türkiye’nin planlı dönemine kadar olan kesitinde gelişen küresel dönüşümün etkisiyle ortaya çıkan sorunları ve küresel dönüşüme entegre olma çabasından bahsediyor.

Kaymakçı; İngiltere, Fransa, Almanya gibi lider güçler hegemonyasında gelişen, Birinci Sanayi Devrimi ile kapitalist ticaretin, emperyal güçlerin (İngiltere, Fransa), ulus-devletlerin doğduğu; devletler sisteminin değiştiği; Papa önderliğindeki orta çağ düşüncesinin, bireysellik ile ikame edildiği; Adam Smith’in “görünmez el”i ile başlayıp, J. M. Keynes’in “görünür el”ine uzanan uzun soluklu bir küresel dönüşümü resmediyor. İdeolojik savaş alanına dönüşen Osmanlı tarih yazımının, bahsedilen küresel dönüşümden bağımsız değerlendirilmesiyle yanlış bir analiz yapıldığını iddia eden Kaymakçı, tarihi araştırmaların salt doğrusal ve kronolojik mitosların ötesinde, iç içe geçmiş birçok değişkeni derinlemesine ele alan araştırmalar olması gerektiğini savunuyor. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, son imparatorluğun sahneden çekilmesi ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin var olma mücadelesindeki; sosyopolitik bir bir’likten kopup gelerek etnopolitik birçok’luğun eşlik ettiği bir iktisadi yoksulluğa evrilen malum yapının ürettiği, siyasi-iktisadi dönüşümlerde ve değişimlerde iç dinamiklerin rolünün yanı sıra daha etkin olan küresel dinamiklerin rolünden bahsediyor.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Tarihi-Düşünsel Bir Deneme: Türkiye ekonomisi; küresel dönüşümün yaşandığı, modern devletlerin yükseldiği, güç merkezinin Akdeniz’den Atlantik’e evrildiği yeni dünyaya, üç kıta ve iki medeniyetin kesiştiği Osmanlı İmparatorluğu’nun entegrasyonunun zorunluluğunu dile getiriyor. Entegrasyonu sağlama amacıyla başvurulan çabaların ve uygulamanın başarısı analiz ediliyor. Türk-İslam-Bizans-İran mirasının, kendi bünyesinde doğmamış bir düşünce ve üretim tarzına entegre olma çabası içindeyken küresel dinamiklerin karşısında dayanıklılığının sınandığı dönemler incelendiğinde, bütüncül bir tarihsel analizin gerek ve önemi dikkat çekiyor.

Arka Kapak dergisi 6. sayı