Metin Savaş

Ortaçağ araştırmalarının en üretken kalemlerinden Erkan Göksu, Temmuz 2018’de yayımlanan  başlıklı son kitabıyla Türk ve Dünya yazınında bir ilke imza atmış görünüyor.


Kutadgu Bilig’e Göre Türk Savaş Sanatı
Erkan Göksu
Kronik Kitap

Göksu’nun kitabı Türklerin savaş sanatı ve savaş felsefesi konusuna kapı aralıyor, kendisinin de belirttiği gibi, bir başlangıç metni teşkil ediyor. İnsanlık tarihinin en muharip ve cihangir toplumunun bu özelliği gelişigüzel harekâtlarla kazanmadığı muhakkak. Bununla birlikte Türklerin savaş düşüncesine yönelik tatmin edici bir tarihî veya güncel metin elimizde bulunmuyor. Erkan Göksu işte bu boşluğun doğurduğu rahatsızlıktan yola çıkarak kapsamlı bir metin taramasına girişmiş ve kendi deyişiyle “bu alanda yapılması gereken çok daha kapsamlı araştırmaları teşvik etmek” için kitabını araştırmacıların ve okuyucuların istifadesine sunmuş.

İnsanlık tarihi boyunca savaş “ahlak dışı” ya da “uğursuz” olarak değerlendirilse de bir ölüm-kalım meselesi olması bakımından, gerekli ciddiyetin gösterilmemesi halinde toplumların topyekûn imhasına varacak kadar insanın yeryüzü macerasını etkileyebilecek bir olgu. Bu nedenle savaş ve onunla alakalı her meselenin titizlikle incelenmesi gerekiyor. Erkan Göksu da, “gelişmiş/geliştirilmiş bir şiddet şekli olarak savaş” meselesine odaklanmadan önce insanoğlunun şiddete eğilimi ve bunun sebepleri üzerinde ciddiyetle duruyor.

Söz konusu kitabın menfezi “Bir Türk savaş sanatı var mı?” sorusuna bir cevap bulma gayreti. Pek çok tarihî metinde Türklerin savaş yöntemlerine dair ifadeler bölük pörçük yer alsa da örneğin Sun Tzu’nun Savaş Sanatı tarzında bir kanonik yapıt yazınımızda bulunmuyor. Göksu konuya dair yaptığı araştırmalarında bilhassa Yusuf Hâs Hâcib’in Kutadgu Bilig adlı eserine yoğunlaşması gerektiğini fark ederek (ve tabii taradığı diğer metinlerden de yararlanarak) Türklerin savaş sanatını hem sorgulamaya hem keşfetmeye soyunuyor. Erkan Göksu’nun çalışmasında Türk tarihindeki meşhur savaşlardan örnekler verilmediğini görmek, okuyuculara ilk başta yadırgatıcı gelebilir. Ancak bu kitabın amacı savaşları sahnelemek değil, Türk savaş algısını kurcalamak, deşmek ve Türklerin savaş karşısındaki tepkilerini değerlendirmek. Buradaki değerlendirmeler Türklerin hayata bakışlarına, savaş öncesi ve savaş sonrası tavırlarına dair çözümlemeler içerdiği gibi, Türklerin dünya ve hayat algısına dair çok önemli bilgiler içeren Yusuf Hâs Hâcib’in Kutadgu Bilig’inden özenle yakalanmış ayrıntıları da sergiliyor.

Nitekim Göksu şöyle diyor: “Elinizdeki bu kitap, Kutadgu Bilig’in hikmetli satırları arasına gizlenmiş Türk savaş sanatını gün yüzüne çıkarmak ve Türk savaş sanatıyla ilgili ‘temel bir metin’ ortaya koymak düşüncesiyle kaleme alınmıştır.” Gün yüzüne çıkarmak ibaresi “Türklerin yapmaktan yazmaya fırsat bulamadıkları” söyleminin tabii karşılığıdır. Türk tarihi ve Türk kültürü neredeyse bütün yönleriyle işlenmeyi bekleyen muazzam bir hazine olarak ilgililerin samimi dikkatini ve gayretini bekliyor. Erkan Göksu da âdeta bir hazine avcısı gibi, taradığı sayısız yazılı kaynağın ve diğer malzemelerin yanı sıra bilhassa Kutadgu Bilig deryasında titizlikle kulaç atarak Türk savaş düşüncesine ait unsurları derleyip toparlamıştır. Göksu’nun kitabı, savaş sanatını merkeze alan bir çalışma olsa da Türk düşüncesini, ahlak, siyaset ve hukuk anlayışını yüzyıllardır nesilden nesle aktaran Kutadgu Bilig’in penceresinden yansıtması bakımından büyük önem taşıyor.

Kutadgu Bilig’e Göre Türk Savaş Sanatı kitabından öğreniyoruz ki Türkler, bizim bugün toptancı bir yaklaşımla ajan veya casus dediğimiz istihbaratçıları farklı kavramlarla sınıflandırıyorlar. Haber alma işini yapanlara tıgrak ve körüg denirken, devlet aleyhinde çalışan casuslara çaşıt deniliyormuş. Biz bugün bütün bu ayrıntıları bilmediğimiz için mesela tarihî romanlarımızda kendi istihbaratçılarımız için de çaşıt kelimesini kullanabiliyoruz. Süreç içerisinde birtakım sözcükler anlam değişmesine veya kaymasına uğramış olsa bile Türk savaş kavramlarının inceliklerini öğrenmek meraklı okurlar olarak Türk Savaş Sanatı kitabını okurken bizlere haz veriyor.