Alper Gürkan

“Modern dünya parçalanmış bir bilinçle mümkündür,” denilse mübalağa olmayacaktır. Modern insan da içinde yaşadığı kâinatın, yeryüzünün, tabiatın bir parçası olduğunun farkındalığından ancak bu parçalanmışlıkla uzaklaşmakta. Kendini bir bütün olarak kavrayabildiği en kesin forma, öznelliğe sığınması da bu sebeptendir muhtemelen: Bir bütünün parçası olarak anlam veremediği ya da memnun olmadığı yazgısı yerine kendi öznel dünyasını inşa etmeyi tercih etmesi modern insanın normalidir. Ancak bu ahengin dışına sarkmak, bütünü anlamamak demektir.

Modern zamanlarda çözülmüş bir mesele gibi görüldüğü için ilgi alanı dışında kalsa da Ortaçağların en temel siyaset ilkesi, insanı bir bütün içinde tanımlayan birlik fikri olmuştur. Ancak bu bütün, kitlesellik ile ilgili değil, insanın varoluşunu anlamlı kılacak ontolojik bağ ile ilgilidir. Ortaçağlarda insanı bir cemiyete, yeryüzüne, kâinata ve sonunda Tanrı’ya bağlayan ontolojik bağ, “insanın siyasî varlığı”nın da temelinde yer alır. Fârâbî de bu sebeple saadete ancak toplumsal durum içinde, şehir ile erişilebileceğini söyler.

Makrokozmostan mikrokozmosa veya Tanrı’dan insan ahlâkına yönelen birlik fikrine Dante de sahiptir. Siyaset felsefesi eseri olan Monarşi’de şiirlerindeki iç ve dış yönlerin ahenginin bir benzerini sunar. Ahenge olan gereksinim, insanın zihin ve beden şeklindeki ikili doğasından ileri gelmektedir. Hıristiyan filozofların siyaset anlayışlarını biçimlendiren “İki Kılıç” teorisi, Dante için de bir rehberdir: “Yeryüzünde bağlayacağın her şey göklerde de bağlanmış olacak, yeryüzünde çözeceğin her şey göklerde de çözülmüş olacak.” (Matta,16:29) Yeryüzüne de biçim veren doğa, Tanrı’nın iradesinin gerçekleşme yollarından birisidir ve bu yüzden her şey doğasına uygun olarak yaşamalıdır. Doğanın şeyleri kabiliyetlerine göre düzenlemiş olması, insanın da henüz ölmeden önce sonsuz huzura kavuşabilmesine imkân tanır. O hâlde doğanın dilini anlamak, Tanrı’nın iradesini anlamanın da anahtarıdır. Dante için siyasetin anlamı da burada gizlidir. İnsan, doğa, toplum ve Tanrı arasındaki ilişkilerin anlamlandırılmasıdır siyaset.


Monarşi
Dante Alighieri
Pinhan Yayınları

Monarşi’de Dante, sıklıkla Aristoteles’in “Politika” kitabı başta olmak üzere mantık ve metafizik üzerine yazdıklarına müracaat eder. Ortaçağ üzerinde derin bir etkisi olan filozoftan yola çıkarak insanların en iyi biçimde yönetimi için dünyayı tek bir hükümdarın yönetmesi gerektiği fikrini ortaya koyar ve savunur. Bunun için bir evrensel insan tipine ihtiyaç vardır. Dante açısından söz konusu evrensel insan, insanların tamamını bir örnek olarak kapsayan bir kavramdır. Aristoteles’e ait olan ve sonrasında Müslüman filozoflarca da benimsenen “İnsan tabiatı icabı medenidir, (yurttaştır)” ilkesi gereği, insanın kemalata erişmesinin ancak diğer insanlar içinde mümkün olduğu değerlendirilmiştir. Bu sebeple aileden başlamak üzere genişleyen varoluş halkaları insanı bütünler ve en nihayetinde tüm dünyadaki evrensel insana ulaşılır. Dante’nin dünyayı yönetecek tek hükümdarı olarak İmparator da en geniş halkanın tek irade ile biçimlenmesini sağlayacaktır. Böylece insan türü, Tanrı’nın birlik iradesini mükemmel bir biçimde yerine getirmiş olacaktır.

Dante’nin politik alana ilgisi, İlahi Komedya’dan ve Yeni Hayat’tan bilinen güçlü metafizik temellendirmelerinden kopuk değildir. Monarşi’yi de metafizik ilkeler ışığında, evrenselliğine inandığı Hıristiyanlığın tutkusuyla örer. Bu dünyanın anlamına uygun olarak yönetimin ve siyasetin de göklerin egemenliği ile uyumlu bir iradenin elinde olması gerekir ona göre. Ancak Monarşi, Papa taraftarlarınca düşmanca karşılanır, halka açık bir yerde yakılır ve 1881’e kadar Vatikan’ın yasak kitaplar listesinde yer alır. Siyasetle pratik olarak da ilgilenen Dante, cennet için Papa’yı, dünyanın yönetimi içinse İmparator’u gösterdiği için, ömrünün bir kısmını sürgünde geçirmek zorunda kalır.

Dante’ye göre insan, yalnız bedenden ya da zihinden ibaret olmadığından dolayı, doğası gereği iki nihaî amaca aynı anda sahiptir. Dünyevî ve semavî mutluluğa götürecek olan bu iki amaç için de iki rehbere, Papa ve İmparator’a ihtiyaç vardır. Ancak yeryüzünde İmparator iki amacı da bütünleyecek kişilik ve birlik demektir. Onun adâleti sayesinde ahenk sağlanacak ve tüm insanlık birlik olabilecektir.

Arka Kapak dergisi 20. sayı