Yunus Emre Tozal

Eskiz atölyeleriyle tanınan Serap Ekizler Sönmez’in Osmanlı Düşünce Sistemi’nin özellikle mimari alanda nasıl gelişmeler kaydettiğini, kubbe büyüklüklerinden iç desen çizgilerine, minarelerden geometrik desenlerin dönüşümlerine bu önemli boşluğu dolduracak “Eskiz Defterlerimden Osmanlı Mimarisi” adlı kitabı yakın zamanda yayımlanmıştı. Sönmez, bu kez “Mimar Sinan Camileri ve İslam Sanatında Geometrik Desenler” kitabıyla Mimar Sinan’ın Şehzade, Süleymaniye ve Selimiye camilerini mercek altına alıyor.


Mimar Sinan Camileri ve İslam Sanatında Geometrik Desenler
Kare ve Altıgen Kurgulu Desenler
Serap Ekizler Sönmez
Klasik Yayınları

Osmanlı Devleti’nin tarihsel olarak tanımlanan altın çağı 15. ve 16. yüzyıllar olarak kabul edilmekle beraber, aynı zamanda müzikten edebiyata, mimariden estetiğe klasik özelliklerin belirlendiği, kurumsallaştığı ve kalıcı kılınarak alanında zirveleşen eserlerin ortaya çıktığı bir döneme tekabül etmektedir. Mimari alanda çok sayıda eserin inşa edildiği bu dönem, klasik Osmanlı sanatını tanımlayan ve onu belirleyici kılan özelliklerin artık bir üsluba dönüşerek estetik formların oluşmaya başladığı bir dönem olmuştur. Klasik Dönem Osmanlı sanatının en belirgin görüldüğü iki alan mimari ve süsleme sanatlarıdır. Bu alanlar, 15. yüzyılla başlayıp 16. ve 17. yüzyıllarda görüldüğü gibi daha sonraki tarihlerde yeniden yorumlanarak kullanılmaya devam etmiştir.

Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde Hassa Mimarbaşılığa getirilen ve Harvard Üniversitesi Sanat ve Mimarlık Tarihi Bölümü Ağa Han İslam Sanatı Kürsüsü Program Direktörü Prof. Gülru Necipoğlu’nun belirttiğine göre emrinde 44 hassa mimarı çalışan Mimar Sinan’ın eserleri, şüphesiz imparatorluğun hem sanatta geldiği noktayı gösteren hem de coğrafyanın hemen her yerinde politik gücünü de yansıtan görkemli örneklerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Sarayın sağladığı maddi güç ile imparatorluk kurumlarının sağladığı iş gücü ve olanaklarını organize eden Mimar Sinan’ın bu döneme katkısında çıraklık eseri olarak Şehzadebaşı Cami, kalfalık eseri olarak Süleymaniye Cami ve çevresindeki külliye, ustalık eseri olarak da Selimiye örnek verilir. Devletin politik gücünü ve imparatorluğun yüceliğini özellikle camilerde somuşlaştıran Sinan’ın bu yapıtları, başkent İstanbul’dan Saraybosna’ya, Sofya’dan Erzurum’a, Kütahya’dan Diyarbakır’a kadar uzanmış ve kozmopolit bir toplum yapısının günlük yaşam içerisinde kaynaştığı bir merkezi imparatorluk düzenini yansıtırcasına özellikle cami mimarisinde büyük ana kubbenin altında bütünsel bir mekân yaratmaya çalışmıştır.

İslamî geometrik desenler alanında çalışmalar yapan Serap Ekizler Sönmez, yeni kitabında klasik dönem Osmanlı mimarisinin üç abidevî Mimar Sinan eserini –Şehzadebaşı, Süleymaniye ve Selimiye– kare ve altıgen esasına dayalı desenlerle inceliyor. Sönmez, camilerdeki desenlerin oluşum prensiplerini farklı analiz disiplinleri ışığında aşama aşama ele alarak şu soruya cevap arıyor: Klasik Osmanlı döneminin en zirve eserleri olan camilerdeki geometrik süsleme uygulamaları ne şekildedir ve bu süslemeler mimarideki gelişmişlikle ne derece örtüşmektedir? Daha önce Sönmez’in bu kitabı seviyesinde özellikle geometrik çizimler alanında geniş çaplı bir çalışmanın yapılmamış olması bu alanın ne kadar bakir olduğunu da gösteriyor. Bu yüzden Sönmez, geometrik desen analizlerinde konunun anlaşılabilmesi açısından ilk adım olması/öncülük edebilmesi ve dönemin geometrik süsleme anlayışına dair bütüncül bir fikre ulaşmak maksadıyla üç abidevî Mimar Sinan eserindeki kare ve altıgen esasına dayalı desenleri her caminin fotoğraflarını kategorize ederek sınıflandırmış. Ardından kitabın belki de en önemli bölümlerinden biri olan analiz bölümünde, her camide bulunan farklı desenler için ayrı ayrı incelemeler yaparak desenin üretilme sürecini aşama aşama göstermiş. Geometrik desen uygulamalarında ağırlıklı olarak nokta birleştirme ve ızgara(grid) metotlarını kullanan Ekizler, desenleri sadece çizgilik ve pergel kullanarak çizmiş ve herkesin anlayabileceği ve uygulayabileceği şekillerle Klasik Osmanlı dönem mimarisinin geometrik arayışınını günümüze taşımış.

Sönmez, hem İslam sanatında geometrik desenler hakkında birincil kaynaklar ve dünya üzerinde yapılmış araştırma ve yayınları inceleyerek geometri ve geometrik desenlerin tarihine, İslam bilim tarihi sürecine bütüncül bir bakış açısı sunuyor hem de Mimar Sinan’ın Şehzadebaşı’ndan Süleymaniye’ye, Süleymaniye’den Selimiye’ye değişen ve dönüşen geometrik arayışını ortaya çıkarıyor.

Arka Kapak dergisi 27. sayı