Röportaj: Gökçe Özder

Paraşüt Kitap, çok değil bundan yalnızca üç sene önce yayın hayatına başlayan, butik bir yayınevi. Şimdiye dek çeviri ve telif, toplamda 17 kitap yayınladılar. Bir çocuk kitapları yayıncısı olan Paraşüt Kitap’ın yayınları okul öncesinden orta okula dek farklı yaş gruplarındaki çocuklara hitap ediyor. Dahası 2019’un Ekim ayında yetişkinlere yönelik olarak yayımladıkları Felsefe Makinesi kitabı da büyük ilgi gördü. 

Paraşüt Kitap’ın kurucuları, aynı zamanda editörleri  Eda Doğançay ve Özge Akkaya ile felsefe, ekoloji ve masal odaklı keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. 

Yayınlarınız arasında ekoloji temasının önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Victor’un Balkabakları, Ormanın Şarkısı, Kuzey Ormanlarında Bir Gece bizi hep doğanın sesine kulak vermeye çağıran metinler. Doğa bize nasıl yol gösterir ve bize gösterdiği bu yolu çocuklara nasıl aktarabiliriz?

Çok doğru. Paraşüt Kitap ekolojiyi, çevre bilincini, doğa sevgisini çok önemsiyor. Bunun nedeni “İnsan doğadaki en üstün canlıdır” söylemini reddetmemiz aslında. İnsanın üstünlüğünün nedeni olarak zekâ gösteriliyor, ama Yine insan. Kendi kendine kurduğu yarışta kendini birinci ilan eden bu anlayışı sorgulamak istiyoruz diyebiliriz. Doğadaki her canlının eşit önemde olduğunu, birbirimize ihtiyacımız olduğunu, bu ihtiyacı reddettikçe başımıza türlü türlü işler gelebileceğini biliyoruz, görüyoruz. 21. yüzyılda şehirlere sıkıştırılmış hayatlarımızda doğayla bağımız neredeyse hiç yok. Çocuklar da böyle bir hayatın içine doğuyor. Kitaplarımızda bu temalara yer vererek bu kopuk bağı hatırlatmayı ve belki de o bağın yeniden kurulmasını sağlamayı arzu ediyoruz. 

Çocuk kitapları yayıncısı olarak yola çıktınız ama yetişkinlere yönelik yayımladığınız Felsefe Makinesi kitabınız da büyük ilgi gördü. Bu kitabı yayımlamaktaki temel motivasyonunuz neydi? Yetişkinlere yönelik yayınlarınızın devamı gelecek mi?

Paraşüt Kitap’ı kurmadan önce, yayın çizgimizin nasıl olacağını aramızda hep tartışıyorduk. Çocukların eleştirel ve yaratıcı düşünme becerilerini geliştirmek en temel hedeflerimizden biriydi. Çocuklar için Felsefe (P4C) metodu, bize bu noktada önemli bir yol haritası oldu, hâlâ da olmaya devam ediyor. Bu öğretim metodunun işleyişinden ilham alarak, felsefi tartışmalara zemin hazırlayan kitapları seçmeye özen gösteriyoruz ve kitaplarımızı P4C atölyeleriyle de destekliyoruz.


Felsefe Makinesi
Bir Yol Haritası: Çocuklar için Felsefe (P4C) Nasıl Yapılır?
Peter Worley
Çevirmen: Tuğçe Ebesek Büyükuğurlu
Eda Doğançay
Paraşüt Kitap

Felsefe Makinesi, bugün artık tüm dünyada bir eğitim hareketi olarak nitelendirilen, Türkiye’de de son yıllarda yoğun ilgi gösterilen P4C metodunu eğitimciler ve ebeveynler için teorik temelleri ve uygulamalarıyla anlatan bir kaynak kitap. Türkiye’de de bilinirliği son yıllarda oldukça arttı, ancak bu alanda Türkçe kaynak eksikliği vardı. Peter Worley de bu metodun dünyadaki en önemli temsilcilerinden biri. Çoğunlukla 4-9 yaş grubundaki okuyuculara hitap etmemize rağmen, yayın çizgimizi felsefi sorgulama üzerine kurmuş bir yayınevi olarak, eğitimcilere ve ebeveynlere yol gösterecek bu kaynak kitabı yayımlama sorumluluğunu hissettik.

Felsefe Makinesi’nin büyük ilgi görmesi de, bize bu alanda yazılmış farklı kaynaklara olan ihtiyacı gösterdi. Önümüzdeki dönemlerde Worley’nin yine yetişkinler için yazdığı iki kitabını daha yayımlayacağız. Daha sonrasında da, çocukların sorgulama becerilerini geliştirmeye yönelik farklı öğretim yollarını anlatan kitapları yayın planımıza almayı çok arzu ediyoruz. 

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de yetişkinlerin çocuklar için kitap seçerken öğreticilik yönüne dikkat ettiğini görüyoruz. Oysa siz yayınlarınızda didaktik olmaktan kaçınıyor, çocuklara soru sordurmaya çabalıyorsunuz. Bu, farkındalık oluşturmanın uzun yolu gibi sanki. Peki siz neden bu uzun, ayrıksı ve meşakkatli yolu seçtiniz?

Araştırmalara göre, Türkiye’de lise öğrencileri bilgiye ulaşma, ulaştığı bilginin güvenilirliğini sorgulama, sunulan fikirleri eleştirel biçimde yorumlama, yeni fikir üretme gibi konularda sorun yaşıyorlar. Bunun bir nedeni de, küçük yaşlarda bu becerilerin kazanılamamış olması. Yaşam boyu süren öğrenme çocukluğun ilk yıllarından itibaren başlıyor. Eleştirel ve yaratıcı düşünme de çok küçük yaştan itibaren kazanılabilecek beceriler. Ve bunu edebiyatla ve felsefeyle başarmak mümkün. O yüzden, çocuklara hazır bilgiler veya değerler aktarmak yerine zihinlerini kurcalayacak, içinde hep felsefi bir soru barından hikâyeler yayımlamayı tercih ediyoruz.

Bu yolu seçmemizin bir diğer nedeni de, çocuklar için kitaplar yayımlayan bir yayınevi olarak, kendimizi “bir şey öğreten” konumunda görmememiz. Çünkü biliyoruz ki onlar bizden, biz de onlardan bir şeyler öğrenebiliriz. Aramızda bir hiyerarşi olmadığını düşünüyoruz. Çocukların estetik algılarını, edebi zevklerini hafife almayan kitapları onlarla ne kadar çok buluşturursak, merak duygularını ne kadar güçlü harekete geçirebilirsek, sorgulama cesareti ve yaratıcı düşünme kapasitelerinin de o denli gelişeceğine inanıyoruz. Çocuklar kendilerine ve dünyaya dair farkındalıklarını ancak bu şekilde artırabilir ve daha iyi bir dünya yaratma iradesine sahip olabilirler. Bu da bizim en büyük isteğimiz. 

Yayınevinizin ilk yayımladığı kitaplardan biri Toprak Ana Masalları. Dünyanın farklı coğrafyalarından derlenen bu masallar okurlar tarafından da büyük ilgiyle karşılandı. Ebeveynlerin çocuklara masal anlatırken ya da okurken onların eleştirel bakış açılarını geliştirebilmek için uygulayacakları taktikler var mı? Birkaç tanesini bizimle paylaşır mısınız?

Çocuklar için Felsefe metodu tam da bu noktada çocuklarla kitaplar üzerinden bir diyalog geliştirmek, birlikte eleştirel bir bakış açısıyla hikâyeler, masallar üzerine düşünebilmek için etkili bir yöntem sunuyor. Özellikle, doğrudan veya dolaylı bir şekilde felsefi bir soru soru etrafında örülen hikâyeler söz konusu olduğunda, ebeveynlerin uygulayabilecekleri birçok strateji mevcut.


Toprak Ana Masalları
Nane ve Jean-Luc Vezinet Rolande Causse
Çevirmen: Özge Akkaya
Eda Doğançay
Paraşüt Kitap

Örneğin sizin de sözünü ettiğiniz Toprak Ana Masalları kitabında yer alan, “Hayır mı, Şer mi?” masalı, yaptığımız seçimlerin sonuçları üzerinden doğanın dengesini korumanın ne kadar önemli olduğunu anlatıyor. Bu, masalın ortaya koyduğu ana fikirlerden sadece biri. Tartışmayı tetikleyecek farklı sorularla, masalın daha derinindeki katmanlara inmek mümkün. En temel stratejilerden biri soru sormak. Tetikleyici sorular da tabii ki hikâyeye göre değişiklik gösteriyor. Bu masal özelinde örneğin, “Ekolojik denge ne demektir?”, “Doğanın dengesi ne zaman ve nasıl bozulur?”, “Canlılar arasında bir hiyerarşi var mıdır?”, “İnsanlar doğayı ve canlıları kontrol edebilir mi?” gibi sorular masalı bambaşka boyutlarıyla tartışmaya olanak tanıyor.

Sorulara verilen cevaplar üzerinden de tartışmayı yönetmek adına farklı teknikler kullanılabiliyor. Örneğin, ebeveynlerin çocuklarından düşüncelerine gerekçe sunmalarını istemesi, karşı örnekler vermesi, “Eğer şu şekilde düşünseydik?” gibi sorularla düşüncelerini farklı bakış açılarından değerlendirmelerini sağlaması, çocukları analitik düşünmeye teşvik ediyor.

Yayınevinizdeki gerek telif gerek çeviri eserlerde çok iyi çizimlerle çalıştığınızı görüyoruz. Çizer konusunda seçici olduğunuz ilk bakışta anlaşılıyor. Bir çocuk kitabında çizimler okurluk deneyimi açısından ne derece etkilidir? Siz çizerlerinizi ne derece yönlendiriyorsunuz? 

Çizim konusu bizim için metin kadar önemli. Çünkü yazar nasıl ki anlattığı hikâyeyle yeni bir dünya oluşturuyor, çizer de aynı şekilde çizimleriyle yepyeni bir dünya oluşturuyor. Çocukların da görselliği çok önemsediğini biliyoruz. Bazen bir çizime bakarak saatlerini geçirebiliyor çocuklar, çizerin kenara köşeye gizlediği, editör olarak bizim bile fark etmediğimiz ayrıntıları onlar görebiliyor. Çocukları anında içine alan dünyalar oluşturabilmek çok değerli, bu nedenle çizerin işine çok saygı duyuyor ve önemsiyoruz. Biz çizerleri çok yönlendiren bir yayınevi değiliz, genelde bir toplantı yapıp kitabın genel atmosferi ve ruhu üzerine konuşuruz. Doğru anahtar kelimelerle nasıl bir ortam hayal ettiğinizi aktarabildiğinizde gerisini çizer çok güzel hallediyor genelde. Toplantıdan sonra heyecanla çizimleri beklemeye başlıyoruz ve çıkan sonuçtan hep çok memnun oluyoruz.

Yayınevinizin ekoloji, felsefe, farkındalık gibi temalarda ve edebiyat odaklı ilerleyen bir çizgisi var. Bu çizgiyi bundan sonra da sürdürmek istiyor musunuz yoksa Paraşüt Kitap’ı şimdiye dek görmediğimiz tür ve temalarda da görecek miyiz? 

Yeni şeyler denemek istiyoruz aslında. Bunlardan ilki yaş aralığımızı biraz genişletmek olacak. Bugüne kadar okul öncesi ve ilkokul, yani 4-9 yaş aralığını kapsayan kitaplar yayımladık. Önümüzdeki yayın döneminde biraz daha büyük çocuklara ulaşmak istiyoruz. Hatta bu konudaki ilk adımımızı birkaç hafta içinde atacağız. Ormanın Şarkısı kitabının yazarı Selda Yaşar’ın suyun tükendiği bir gelecekte, çocukların alternatif bir dünya kurma yolunda yaşadığı maceraları konu alan ekolojik distopyası bizi çok heyecanlandıran bir kitap. 2022 yılında ise, İtalyan bir yazarın gençlik romanını yayımlayacağız. Kitap, modern hayattan uzakta, bir dağ tepesinde bir tür iyileşme gezisi organize eden öğretmenleri sayesinde gelecek kaygılarını yenmeyi ve birlikte yaşamayı öğrenen gençlerin hikâyesini anlatıyor. Bir de yetişkinler için yayımladığımız Felsefe Makinesi’ne benzer kitapları da yayın kataloğumuza eklemek istiyoruz.