Yankı Enki

Öncelikle Türkiye’de polisiyenin 19. yüzyıl sonlarından itibaren nasıl bir yol izlediğini görmek için kesinlikle elimizin altında bulunması gereken iki temel kaynak var. Bunlardan birincisi konunun uzmanı Erol Üyepazarcı’nın kaleme aldığı Korkmayınız Mister Sherlock Holmes! isimli kapsamlı eser. Diğeri de Seval Şahin’in Cinai Meseleler adlı kitabı. Özellikle polisiye tarihimizin ilk yüz yıllık dönemini değerlendirmek için böyle araştırmalara dayanmamız gerekiyor.

Bu toprakların polisiyelerine giderek daha hâkim olmaya başlıyoruz. Günümüz okurları, gölgede kalmış Osmanlı polisiyelerini okumak için bu kitapların Latin harfleriyle neşredilmesini beklemek zorundaydı. Yakın zamanda birçok eser bu şekilde karşımıza çıktı. Polisiyemizin seyrine yakından bakarsak 1880’lerde Ahmet Mithat Efendi’yle başlayan ve halen keşfetmeyi sürdürdüğümüz birçok yazarla devam eden bu edebiyatın ne kadar hızlı ve nitelikli bir gelişme gösterdiğini, özellikle polisiyenin o yıllarda Avrupa’daki gelişimiyle karşılaştırıldığında ne kadar ilgi çekici bir grafik çizdiğini görebiliriz. Polisiyenin Türkçe edebiyattaki yerinin oldukça köklü olduğunu söyleyebiliriz. Bu da ister meşrutiyet ister cumhuriyet döneminde olsun, bugüne kadar devam eden yazarlık, çeviri ve yayıncılık bağlamındaki ilginin sağlam olduğunu gösteriyor.

Türkiye’de polisiye eser üretiminin geldiği noktayı olumsuz olarak değerlendirmenin, bu türde yazıp çizenlere, yayıncılık yapanlara, içerik üretenlere haksızlık olacağını düşünüyorum. Benim okuma şansına eriştiğim, nispeten yakın zamanda kaleme alınmış Türkçe roman ve öykü kitaplarında yeterince farklı kulvar, üslup arayışı, kahraman yaratımı, nitelik söz konusu. Kimi yazarlar polisiyenin klişelerini tarihsel kurgunun albenisiyle destekliyor, kimisi siyasi kurgunun olanaklarından daha fazla yararlanmayı tercih ediyor. Bazısı çok yoğun, derin bir dil kullanıp vakadan ziyade psikolojik arka plan unsurlarını öne çıkarıyor, bazısı da kahramanı ön planda tutmaya uğraşıyor. Kimileriyse kara mizahın nimetlerinden faydalanıyor. Bu tercihleri başarıyla uygulayan çağdaş yazarlar mevcut Türkiye’de. Polisiye, diğer türlerle karşılaştırıldığında, özgün olmanın daha zor olduğu, çok kaidesi, kalıbı olan bir tür, ama iyi polisiye yazmak için bu kalıplara bağlı kalmak yetmiyor tabii. 

Arka Kapak dergisi 28. sayı