Nalan Yıldırım

Hayykitap, kitap piyasasında sağlık ve beslenme alanındaki açık ara lider bir yayınevi. Son zamanlarda bu kategoriye “pedagoji ve mutlu aile” diye adlandırdığımız kategori de dahil oldu. Bu alanda da çok başarılı kitaplar yapıyoruz.

Ailelerinin ve çocuklarının mutluluğu için farklı bağlamlarda mücadele eden her “savaşçı anne”nin yanında olmaya çalışmak bu alt başlığın en önemli amaçlarından biri.

Aynı zamanda tasavvuf, edebiyat ve çocuk yayınlarıyla da gittikçe büyüyen bir grafiğe sahip Hayykitap.

Uzun zamandır yayın piyasasındayım. Bir yayınevinin pazarlama-medya tanıtım departmanının öneminin özellikle farkındayım. Bir yayınevinde tanıtım ve editoryanın ayrılmaz bir bütün olduğunu yıllar içinde birçok kez deneyimledim. Zaman zaman bir editörün medya tanıtımcısı gibi düşünmesi gerekebilir. Hatta şöyle söyleyebilirim, edebiyat dışından söz ediyorsak, bir editör ya da yayın yönetmeni yayımlanacak kitaplara karar verirken bu kitapların medyada nasıl yer alacağını da hesaba katmalıdır.

Sağlık alanında, diyet ve beslenme alanında yepyeni bir tezi olan bir kitap yayımlayacaksanız, genel anlamda non-fiction dediğimiz kurgu dışı bir kitap seçiyorsanız bu kitabın basında nasıl yer alacağını da düşünmelisiniz. Çünkü medyanın ilgisini çekmeyen bir tez, doğal olarak okurun da ilgisini çekmekte zorlanacaktır. Bu yüzden editorya ile dirsek dirseğe bir çalışma prensibi önemli.

Bence kitap basın tanıtım departmanında çalışan birinin iyi bir okur olması işini en çok kolaylaştıran özellik. Çünkü kitabı okursanız özüne ulaşabilir, hangi yönüyle öne çıkarabileceğinizi bilirsiniz. Elbette çok sayıda kitap basan bir yayınevinde bu zaman zaman mümkün olmayabilir. O zaman da kitabın editörüne çok iş düşer. Editör yazardan sonra kitaba ilk ruhu üfleyen kişidir. Onun heyecanı kitabı yukarı kaldırır. Editör kitabından heyecan duyuyorsa bunu paylaşmak ister ve pazarlama ve tanıtım departmanlarının işi en baştan çok kolaylaşmış olur. Çünkü bu heyecan herkese sirayet eder. Bu yüzden kitabını seven bir editör tanıtım birimi için de paha biçilmezdir.

Kitabı yayın sürecinde yayıncılığın, aynı zamanda içinde yaşadığımız toplumu iyi okumak, konjonktürü takip etmek, toplumun ne istediğini bilmek açısından olmazsa olmazı. Örnek vermek gerekirse ülkemiz gerçekten zor zamanlardan geçiyorken bunu görmezden gelen yayınlar da yapamayız. Böyle zamanlarda toplum, siyasi gündemden uzaklaşmak için kurgu roman okumaya ihtiyaç da duyabilir. Tam tersi gerçeklerden uzaklaşmak istemeyip gerçek tarih okumak da isteyebilir. Bu ihtiyacı iyi takip etmek gerekir diye düşünüyorum.

Son zamanlarda çoğalan edebiyat dergilerinin de bir ihtiyaca denk geldiğini görebiliyoruz, gazete gündeminden uzaklaşmak isteyen okuyucu ve yazmak isteyen birçok yazar için en iyi mecralar dergiler olmaya başladı. Arka Kapak dergisi de alanında iyi örneklerden. Bazen de toplumun ihtiyacını yayıncı yönlendirebilir. Bundan 3,5 sene önce tarihi dizilerle başlayan tarih merakı, yayıncıları bu yönde birçok kitap basmaya yönlendirmiş, küçük yaşlardaki okuyucularda bile bir karşılık bularak tarih merakı oluşturmuştur.

Sadece bir yayınevi için değil tüm sektörler, tüm işkolları için söyleyebileceğim bir tek şey var: Yaptığınız işe inanıyorsanız başarmak için ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz demektir. Çünkü sahici olan her mesaj hedefine ulaşır.

Önümüzde gelecek kitaplardan bir kaçını söylemek isterim:

Dervişin Teselli KoleksiyonuDoğu’dan Batı’dan 99 Teselli-Mecit Ömür Öztürk.

Sağlıklı Atıştır, 50 Şekersiz Tarifle Kalıcı Zayıflama-Diyetisyen Seçil Kenar.

Kansersavar Mutfak-Dr. Elif Güveloğlu. 

Arka Kapak dergisi 19. sayı