Fırat Demirel

Psikolog Dr. Timothy Pychyl, yirmi yılı aşkın süredir zamanı verimli kullanmanın önündeki en büyük engeli, savsaklama alışkanlığını ortadan kaldırmaya çalışan bir akademisyen. Yazdığı yazılar ve podcast yayınlarıyla savsaklama alışkanlığına savaş açan Pychyl, tüm bildiklerini filtrelenmiş hâliyle Prokrastineyşın adlı bu kitapta paylaşıyor. Adını İngilizcedeki “procrastination” (savsaklamak) fiilinden alan Prokrastineyşın, yükte hafif pahada ağır kitaplar arasında kendine geniş bir yer açıyor.


Prokrastineyşın
Timothy A. Pychyl
Çevirmen: Onur Öztürk
Metropolis Yayınları

İnsan olarak her açıdan zamana bağlı, zaman düzleminde yaşayan varlıklarız. Bu yüzden de zamanla olan ilişkimiz hem zaruri hem de oldukça çetrefilli. Eğer ömür dediğimiz zaman tünelini daha anlamlı ve renkli kılmak istiyorsak, zamanı verimli kullanmaktan başka çaremiz yok. Ancak bu konuda başarılı olmak pek de kolay değil. Zira zamanı verimli kullanmak için öncelikle savsaklama alışkanlığımızdan kurtulmamız gerekiyor. Hani bir işi yapacakken gelen, “şimdi değil birazdan başlarım” diye bizi kandıran iç sesimiz. Önemli işlerin arasına “sadece 5 dakika” diyerek giren ama hiç bitmeyen abuk sabuk işler… Savsaklamak, tabir-i caizse dünyanın en yaygın kötü alışkanlıklarından biri. Çünkü tükettiği şey bizzat ömür sermayemiz. Dr. Timothy Pychyl da Prokrastineyşın adlı kitabıyla bu hastalıktan kurtulmamız için damıtılmış bir ilaç sunuyor.

Pychyl’ın hem bir akademisyen hem de deneyimli bir yazar olması daha kitabın başında kendini gösteriyor. Konuya kavramsal bir yaklaşımı var. Önce savsaklama dediği şeyin ne olduğunu, neden önemli olduğunu anlatıyor. “Her savsaklama ertelemedir fakat her erteleme savsaklama değildir.” diyerek bulanık zihinler için sapla samanı birbirinden ayırıyor. Ardından savsaklama davranışımızın hayatımızdaki büyük etkisini anlamak için neler kaybettiğimizi fark etmemizi sağlıyor. Kayıp konusu çok önemli. Zira insan neleri kaybedeceğiyle yüzleşmeden bazı şeyleri tam olarak anlayamıyor. Diğer yandan savsaklama davranışının sadece iş veya okul görevleriyle ilgili olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Sevdiklerimizle vakit geçirmek yerine zamanı heba etmek de pekâlâ savsaklama alışkanlığından kaynaklanıyor olabilir. Kısacası savsaklamak, bir işi zamanında yapmanın huzuru ve ardından güzel deneyimler yaşamanın keyfi yerine, vaktimizi çok sıradan ve hatta gereksiz işlere ayırmak anlamına geliyor. Örneğin ödevini zamanında bitirmeyi savsaklayan öğrencinin telefona daldığı için ertesi gün katılacağı güzel bir programı kaçırması veya iş yerindeki sıradan konuşmaların süresini ayarlayamayan bir kişinin sürekli mesaiye kalarak ailesine vakit ayıramaması. Hepsi tam olarak savsaklama alışkanlığının bir yükü olarak hayatımıza giriyor.

Psikolog Pychyl, kitap boyunca birçok araştırmadan bahsederek tespitlerini delillendirse de hiç birini derinlemesine anlatmıyor. Adeta uzun bir kitabı okumayı savsaklayacağımızı tahmin ediyor. Neticede bize kolay ve hızlı okunabilir bir kitap hediye etmekle kalmıyor; on bölüm boyunca önce ele aldığı meseleyi açıklıyor, ardından da çözüm stratejisini sunuyor. Psikolog olmanın avantajıyla davranışlar ile duygular arasındaki bağlantıları çözen yazar, sunduğu bölüm sonu alıştırmalarıyla da işi pratiğe dökmemizi kolaylaştırıyor. Böylece kitabı bitirdiğinizde savsaklamadan yaşamanın hem teorisini hem de pratiğini öğrenmiş oluyorsunuz. Elbette verilen alıştırmaları da savsaklayabiliriniz. Fakat sadece teorinin çok işe yaramayacağına emin olun. O sorular, savsaklamaya giderken göreceğiniz son çıkış.

Prokrastineyşın, girişte de bahsettiğim gibi bu alandaki yirmi yılı aşkın süren uzmanlaşmanın bir meyvesi. Kitabın kendisi küçük ama etki dozu yüksek. Belli ki yazarın kendisi de sürekli bir bilinç ile haraket etmiş ve sanırım savsaklama davranışının panzehiri de tam olarak bu. Sürekli bilinçli olabilmek. Yani idrakin uyanık olması. Aksi takdirde her an her şeyi kaybetme riskiyle yaşayan insan neden yaşanacak güzel şeyleri ölüme doğru sürükleyedursun ki? 

Arka Kapak dergisi 32. sayı