Ali Abbas Fidan

Osmanlı İstanbulu’nda sinema seyircisinin, temâşâ sanatları geleneğinden seyir kültürüne geçiş merhalesini çeşitli parametreleri dikkate alarak tahlil eden Sinemanın İstanbul’da İlk Yılları, okurlarına, şehir, sinema ve modernite mefhumlarını bir arada düşünen, sinema ve seyirci ilişkisinin modernleşme safhasındaki tezahürlerini yoklayan ve içinde bulunduğumuz görsel kültür çağının kurucu dinamikleri hakkında ipuçları veren zihin açıcı bir yolculuk vaat ediyor.


Sinemanın İstanbul’da İlk Yılları
Nezih Erdoğan
İletişim Yayınevi

Hareketli görüntü tecrübesinin yerleşiklik kazanmaya başladığı 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçiş bandında, şehir, sinema ve modernite dokularının teşekkülleri arasında karşılıklı etkileşim ve paralellikler görmek mümkündür. Salt ilerlemeci muhayyilenin teknoloji alanındaki yeni bir ürünü olmaktan öte, insanın gündelik yaşam pratiklerini etkileyen ve eğlence ritüellerini köklü bir biçimde dönüştürüp yeniden kurgulayan bir fenomen olarak sinema, ontolojik ve epistemolojik konforun temellerinden sarsılmış olduğu bir muhtelif kırılmalar çağında ortaya çıkar. Modernliğin son teknoloji aparatı sinematograf, Marx’ın ifadesiyle “katı olan her şeyin buharlaşıp gittiği” bir dönemde, hareketi ve dolayısıyla bir varlık olarak zamanı ele geçirip onu insanlığa yeniden vaat etmiştir.

Parçalanmakta olan kozmopolit bir imparatorluğun tereddüt ve endişe içerisindeki tebaası tarafından sinemanın modern bir temâşâ faaliyeti olarak benimseniş merhalesi, söz konusu vaadin ve akabinde getirdiği değişim ve dönüşüm süreçlerinin Osmanlı topraklarındaki puslu ve parçalı izdüşümüne işaret eder. Özellikle son yıllarda, bu puslu ve parçalı manzarayı belirli sebep sonuç ilişkileri içerisinde yeniden okuyabilmek ve daha sarih bir şekilde etraflıca kavrayabilmek adına büyük önem taşıyan belge arşivi çalışmaları yapılmakta ve telif eserler kaleme alınmaktadır. Nitekim, sinemanın bu coğrafyadaki erken dönem macerasının izini süren kitaplara bir yenisi daha eklendi: Sinemanın İstanbul’da İlk Yılları.

Halihazırda İstanbul Şehir Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümü başkanı olarak görevine devam eden yazar ve akademisyen Nezih Erdoğan’ın kişisel meraklarının ve yolculuklarının bir verimi olan eser, “sinema seyircisi”, “İstanbul” ve “Türk modernleşmesi” konularını merkezine alıyor. Nezih Erdoğan’a göre sinemanın şehre gelişiyle modernliğin şehrin dokusuna nüfuz etme süreçleri bir arada düşünülmelidir. Modern bir deneyim olarak sinema, görme, görülme, seyir ve teşhir gibi görsel pratikleri köklü bir dönüşüme uğratmıştır. Bu dönemeç, yeni bir çağın, Guy Debord’un “gösteri toplumu” dediği “gözleri fal taşı gibi açık” modern bir gösterenler dünyasının eşiğinde olunduğunu haber vermektedir.

“Modernliğin İstanbul dediğimiz coğrafyada ete kemiğe bürünüşünde sinemanın nasıl bir payı olmuş olabilir?” sorusuyla yola çıkan eser, temel olarak iki farklı kitaptan oluşuyor. Modernlik ve Seyir başlığını taşıyan ilk kitap, şehir ve sinemanın kesiştiği noktada ortaya çıkan yeni hâlleri, tarihi dikkate alan bir kuramcı ve kuramı dikkate alan bir tarihçi titizliği ile mercek altına alıyor. Genel itibariyle, modernlik öncesi dönemde seyir koşulları ve seyirci tecrübesi; sinemaların yaygınlık kazanması ve eğlence ritüellerinin bir parçası haline gelmesiyle şehrin dokusunda meydana gelen değişim ve dönüşümler; yeni mekânlar, işletmeler ve halka açık ilk gösterimler eşliğinde İstanbulluların ilk sinema deneyimleri; seyirci tepkilerinin analizi ve sinemanın İstanbul’da nasıl alımlandığı meseleleri sorunsallaştırılıyor. 2006-2010 yılları arasında yürütülen bir belge arşivi çalışmasını temel alan eserin, “Ansiklopedik Sözlük” ve “Ekler” bölümlerini ihtiva eden ikinci kısmıysa çalışmaya dair ansiklopedik bir sözlük, tablolar, metinler ve belgelerden oluşuyor.

“Arkeolojik bir kazı” yakıştırma ve vurgusunun sık yapıldığı alanında çok değerli bu eseri, sabırlı ve bir o kadar da meraklı bir dedektifin kendi meraklarını merkeze alarak çıktığı şüpheci bir yolculuğa benzetmek hiç yanlış olmayacaktır. Sinemanın İstanbul’da İlk Yılları: Modernlik ve Seyir Maceraları, okurunu bu kıymetli yolculuğa ortak olmaya davet ediyor.

Arka Kapak dergisi 28. sayı