Ümit Yaşar Özkan

Fantastik edebiyatın özellikle de Yüksek fantezi ya da Epik fantezi olarak bildiğimiz türünün kabul görmesi, sevilmesi ve yayılmasında Yüzüklerin Efendisi’nin önemli bir rolü var. Üçlemenin kendi okurunu bulmasıyla birlikte Orta Dünya’ya dair kuramsal çalışmalar da başlıyor. Gılgamış’tan Don Kişot’a insanın değişmez meselelerini kurcalayan bütün klasikler gibi Yüzüklerin Efendisi de farklı okumalara açık. Hobbit’i ve Üçlemeyi edebî, politik, psikanalitik olarak okumak mümkün.

Tolkien’in kurduğu muazzam mitolojiye ve fantastik dünyaya dair yüzlerce tez, makale ve inceleme var. Fantastik edebiyatın kuram ve eleştiri kısmıyla da ilgilenenler, bu türü kuşatan derin okumalar yapmak isteyenler için gittikçe büyüyen bir külliyat söz konusu. Bu liste o külliyatın mütevazı bir parçası.

J.R.R. TolkienYüzüklerin Efendisi’nin Yaratıcısı Michael White – Biyografi

Tolkien ahir ömründe ümit ettiği servete ve beklemediği bir şöhrete kavuşmuştu, insanların eserine gösterdiği teveccüh onu memnun ediyordu elbette. Hayranlarının bütün mektuplarını büyük bir titizlikle cevaplamaya çalışıyordu. Ama şahsına ve özel hayatına gösterilen alâkayı anlamlandıramıyordu. Eseriyle hayatı arasında paralellik kurması da hoşuna gitmiyordu. Mesela Birinci Dünya Savaşı sırasında cephede yaşadıkları ve şahit olduğu yıkımla (iki yakın arkadaşını kaybetmişti) Orta Dünya’daki savaşlar arasında bir münasebet yoktu ona göre. Ama yine de gerçek hayatta güncele dair açıklamalar yaparken eserinden seçtiği isim ve sembolleri metafor olarak kullanabiliyordu. Oğluna yazdığı bir mektupta İkinci Dünya Savaşı’na dair bir ifadede, Sauron’a karşı güç yüzüğü kullanarak yanlış yaptıklarını söylüyordu. Belki de alegoriyi sevmediği için eserinin hayatının bir alegorisi gibi görülmesinden haz etmiyordu. Fakat eseri yaratıcısından ayrı düşünmek zor. Velev ki bu eser, Yüzüklerin Efendisi gibi kendine yeten kendi kurallarıyla işleyen bir evren sunsun. Michael White, Tolkien biyografisinde Orta Dünya’nın ipuçlarını ve izdüşümlerini arıyor. Dört yaşında babasını, on iki yaşında annesini kaybetmesi; çocukluğundan itibaren okuduğu zihnini şekillendiren kitaplar; dile duyduğu merak; Katolikliği… White, Tolkien’i erdemleri ve zaaflarıyla değerlendiriyor. Eser ile yaratıcıyı birbirinden ayırma yeteneğinden yoksun eski kafalı bir okur olarak bu kitabı büyük bir merakla elime aldım. Hobbit’le başlayan maceranın Yüzüklerin Efendisi’ne doğru nasıl dallanıp budaklandığını, İnkling çevresini, Tolkien’le C. S. Lewis arasındaki dostluğu ve entelektüel alışverişi, sonrasında bu dostluğun nasıl bozulduğunu, destansı üçlemenin basım sürecini heyecanla okudum. Bu hayat hikâyesinin, yüzük taşıyıcısı Frodo’nun macerası kadar sürükleyici olduğunu iddia ediyorum. Darısı Humphery Carpenter’in biyografisine…

Tolkien’i Anlamak – Jared Lobdell

Tolkien’in ölümünden iki sene sonra derlenmiş bu kitapta Hobbit’e ve Yüzüklerin Efendisi’ne dair on inceleme yazısı var. İlk yazı, Hobbit’in farklı baskılarını karşılaştırarak Tolkien’in Gollum’un karakterini nasıl geliştirdiğini gösteriyor. Sonraki sayfalarda sırayla Bilbo Baggins’in yolculuğunun psikanalitik tahlili, Yüzüklerin Efendisi’nde peri masalı dersleri (Tolkien’in Peri Masalları Üzerine adlı önemli bir kitap yazdığını da burada hemen hatırlatalım), gücün yozlaştırması üzerine bir inceleme, Tolkien’de insan imgesine dair bir makale, Yüzüklerin Efendisi’nin örüntüleriyle ilgili art arda iki yazı, Shire temizliği üzerinden Tolkien’in faşizmle ilgili görüşlerini irdeleyen bir metin, son olarak da Yüzüklerin Efendisi’nin kültürel ve dini referanslarını anlamaya çalışan iki makale var. Kitabın girişinde ve son sözünde gayet dürüstçe dile getirildiği gibi buradaki yazılar, Tolkien araştırmalarının ilk örnekleri dolayısıyla üstünde sonradan çokça konuşulmuş, ıskartaya çıkartılmış iddia ve ifadeler de mevcut içlerinde. Fakat ilk olmaları itibariyle de hâlâ bir değer ihtiva ediyorlar. Üçlemenin örüntülerine ve kaynaklarına dair makalelerin hâlâ geçerliliği olduğunu söylemeyi de unutmamak lazım.

Tolkien’in Ağacı – Çeviren ve Derleyen: Sabri Gürses

Yüzüklerin Efendisi’nin 68 kuşağı tarafından nasıl coşkuyla benimsendiği artık herkesin malumu. Çiçek çocuklar, Orta Dünya’da kendi hayallerini ve ideallerini bulmuşlardı. Kampüslerde öğrenciler, “Frodo yaşıyor!”, “Cumhurbaşkanı adayımız Gandalf!” yazan rozetler taşıyorlardı. Tolkien, sağcı ve Katolik bir yazar olsa da hippilere ilham vermişti. Üçlemenin farklı politik okumalara açık bir hikâyesi var. Fakat alt metindeki çevreci ve özgürlükçü mesajlar, tıpkı altmışlı yıllarda olduğu gibi bugün de okurlarında karşılığını buluyor. Sabri Gürses’in çevirip derlediği yazılardan oluşan Tolkien’in Ağacı, Ekim 2013 tarihinde basılmış. Kitabın adı ve basım tarihi bu derlemenin politik zeminini göstermek için yeterli değilse arka kapakta Tolkien’den yapılan alıntının ilk cümlesine bakalım: “Her ağacın düşmanı vardır, bazılarını savunanlar çıkar.” Kitabın adı çift anlamlı. Bu isim hem Tolkien’in külliyatına hem de bu külliyatın güçlü birer karakter olarak arzı endam eden ağaçlarına işaret ediyor. Şahsen Entlerin İsengard Kuşatması’nı büyük bir heyecanla okumuş ve sinema uyarlamasında özellikle bu sahnenin nasıl canlandırılacağını merak etmiş biri olarak kitap hemen dikkatimi çekti. Tolkien ve Yüzüklerin Efendisi söz konusu olduğunda sürekli hatırlanan iki yazı da bu kitapta yer alıyor. En başından beri üçlemenin tutkulu bir okuru ve Tolkien’in de ahbabı olan ünlü İngiliz şair W. H. Auden’in “Maceranın Sonunda, Zafer” adlı yazısı bunlardan biri. Elbette herkes Orta Dünya’yı ve Hobbitleri sevmiyor. Fantastik üçlemenin herhangi bir edebî değer taşımadığını iddia edenler ve savunanlar da var. Edmund Wilson’un “Öff, Yine Şu Orklar” yazısı da aykırı bir dal olarak derlemede yer buluyor.

Sihir ve Ütopya: Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi’nde Romantik Eleştiri – U. Uraz Aydın

Utku Uraz Aydın’ın 2003 yılında yüksek lisans tezi olarak yaptığı bu çalışma daha sonra kitaplaştırılmış. Aydın, aydınlanma ve modernizmle hep gerilimli bir ilişki içinde olmuş romantizm akımının tarifini yapıyor önce. Edebî ve felsefî bir hareket olarak romantizm içinde hep muhalif bir çekirdek taşıyor. İnsanı doğadan koparan rasyonel müdahalelere itiraz ediyor romantikler. Yüzüklerin Efendisi’ndeki temalara, karakterlere ve bunların hikâyede nasıl işlendiğine baktığımız zaman Tolkien’i de romantik bir muhalif olarak tanımlamanın mümkün olduğunu görüyoruz. Teknik ilerlemeyi ve makineleri sevmiyor. Hayatından ve eserinden buna dair birçok kanıt çıkarmak ve Orta Dünya idealinin modern, ilerlemeci rasyonel akla karşı bir reddiye olduğunu söylemek mümkün.

Zihinde Bir Dalga, Kadınlar Rüyalar Ejderhalar– Ursula K. Le Guin


EKadınlar Rüyalar Ejderhalar
Ursula K. Le Guin
Metis Yayınları

Le Guin’in bu iki kitabı, doğrudan doğruya Tolkien ile ilgili değil fakat sıkı bir Tolkien okuru olan Le Guin’in fantastik üçlemeye dair değinileri zihin açıcı. Kadınlar Rüyalar ve Ejderhalar kitabında, “Çocuk ve Gölge” adlı yazıda Le Guin, Yüzüklerin Efendisi’ni Jungcu bir çözümlemeye tabi tutar. Anarşist ve feminist Le Guin, Katolik ve Kraliyetçi Tolkien’in hiç de bazı eleştirmenlerin zannettiği gibi basitleştirici olmadığını, hikâyenin ruhsal bir yolculuğu anlattığı için fantezi diliyle yazıldığını söyler. Zihinde Bir Dalga adlı derlemede ise üçlemeyle ilgili müstakil bir yazı buluruz: “Yüzüklerin Efendisi’nde Ritim Kalıpları”. Le Guin, üşenmemiş ve üçlemenin veznini bulmak için titiz bir okuma yapmıştır. Fantastik edebiyatın içerikten ibaret olmadığını Tolkien’in kendi düz yazısında nasıl esaslı bir ritim tutturduğunu görebilmek için harika bir okumadır bu. Yazının sonunda Yüzük Kardeşliği’nin sinema uyarlaması üzerine bir notla karşılaşırız. Uyarlama bilge kocakarıdan geçer not alır, tek sorun vardır: Tempo.

Arka Kapak dergisi 22. sayı