Kültigin Kağan Akbulut

21 yaşında girdiği sinema dünyasında, 25 yıl boyunca senaryolar, filmler, reklam ve televizyon işleri bırakmış olan Ümit Ünal bu çeyrek asırlık süreci bir “orta dönem kariyer” muhasebesi sayabileceğimiz Işık Gölge Oyunları kitabıyla taçlandırıyor. Söyleşileri ve kitabı hazırlayan ise Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü’nde Ümit Ünal filmlerindeki karakterler üzerine doktora tezini hazırlayan Gül Yaşartürk.

Ümit Ünal kitaba doğduğu topraklardan başlıyor ve çocukluğunun sanatına nasıl izler bıraktığından. Sonra kuramsal sinema eğitimi aldığı üniversite hayatından ve halen kayıp olan kısa filmleriyle devam ediyor. Ardından İstanbul’da Atıf Yılmaz ve Ertem Eğilmez gibi Yeşilçam’ın ustalarının yanında hem çalışıp hem de kendini yeniden eğitmesini anlatıyor. Türkiye sinemasının kült filmlerinden Teyzem’in senaryosunu nasıl yazdığına, devamındaki senaryo çalışmalarına ve ilerleyen bölümlerde de ilk filmi 9’u çekmeye nasıl karar verdiğine ve yönetmen olarak yaşadıklarına geliyor. Ünal hem kendi deyimiyle Yeşilçam’ın komada olduğu 80’ler sonu 90’lar başında sinemacılık yapmış, hem de Yeni Türkiye Sinemasının ayaklarının yere bastığı günümüzde film çeken bir yönetmen. Bu iki dönemin tek gözden panoramasını sunuyor. Bunun yanında büyük bütçeli, prodüktörlü Gölgesizler, Anlat İstanbul gibi filmlerde yaşadığı yaratıcı yönetmen- prodüktör çatışmalarına da değiniyor.

Ünal’ın yönetmenliğe adım attığı 9 filmi hem yönetmenin filmografisinin en önemli parçalarından biri, aynı zamanda o dönem (2001) filizlenmeye başlayan Yeni Türkiye Sinemasındaki prodüksiyon ve maliyet sorunları açısından da heyecan verici bir örnekti. Bu açıdan 9 filminin çekim sürecini anlattığı bölümü genç yönetmen adaylarının dikkatle okuması gerektiğini düşünüyorum. Ünal, 9 için sonradan çektiği Anlat İstanbul projesi ekonomik kriz nedeniyle rafa kalkınca, “parasız film yapacağım” diyerek yola çıkıyor. Reklam ajansındaki prodüksiyon deneyimini de sırtına yükleyen Ünal, en masrafsız, en düşük prodüksiyonla yaratıcılığını gösterebileceği bir senaryo düşünmeye başlıyor ve 9 böylece ortaya çıkıyor.

Oyuncuların, set ekibinin para almadığı, sadece öğle yemeği ve ulaşım masraflarının olduğu film büyük bir özveriyle hayata geçiriliyor. Yıllarca da 35 mm filme aktarım yapılamadığı için gösterim yapılamıyor. Bu bölümde ilgimi çeken bir diğer kısım da Ünal’ın oyuncuların tepkilerine göre senaryoyu yeniden şekillendirmeye açık olduğunu görmekti. Mesela, Ali Poyrazoğlu için ilk başta Amerikalı rolünü düşünüyor Ünal, ancak Poyrazoğlu Firuz karakterini oynamak istediğini söyleyince, Ünal tekrar düşünüyor ve Firuz karakterinin genç değil de yaşlı olması fikri hoşuna gidiyor. Cezmi Baskın da oynadığı Kitapçı Selim karakteri için mahalleliyle daha sıkı bağlar kuracağı özelliklerin önemli olacağını düşünüyor ve Ünal da buna göre filmin önemli sürprizlerinden birini ekliyor.

Ara filmine gelelim… Nasıl Gustave Flaubert “Madame Bovary benim” dediyse, Ümit Ünal da her karakterin kendinden izler taşıdığını söylüyor. “Yıllar önce 9’da ülkücü, ırkçı Tunç dahil her karakterin benden iz taşıdığını söylemiştim. Ara’da kadın karakterler dâhil olmak üzere, hepsinin ağzından elbette ben konuşuyordum. Kendisini değersiz bulduğu için, sevgilisini çok sevdiği halde, kötü davranan ve aldatan ‘O sızı hiç geçmeyecek, biz hiç doymayacağız’ diyen ‘macho’ erkek Ender de, olabilecek en gizli şekilde gay hayatı yaşayan Veli de benim korkularımı, pişmanlıklarımı dile getiriyorlardı.” Ümit Ünal bu sözlerin devamında üzerine çok geç düşündüğünü söylediği cinsel kimlik arayışında bu filmin önemini vurguluyor. “Cinsel kimliğiyle barışamasaydı,” yani açılamasaydı, karakterleri “Veli gibi sahtekar ya da Ender gibi dengesiz de olabilirdim,” diyerek okuyucularına açık sözlülüğünü kanıtlıyor.

Ümit Ünal Altyazı dergisinin birçok yönetmen ve senaristten sinemanın onlar için ne ifade ettiğini belirten bir çalışmayla katkıda bulunduğunu 100’üncü özel sayısına yaptığı resim için kitapta “Bu, sanırım hayatta yaptığım en samimi itirafımdı,” ifadesini kullanmış. Bu kitap da bu samimiyetin önemli bir çıktısı. Ünal, kitabında belki “dobra, flash” açıklamalar yapmıyor, ancak bir yönetmen olarak iç dünyasını samimiyetle okuyucuna ve izleyicisine açıyor.

Bu ürüne babil.com‘dan ulaşabilirsiniz.

Işık Gölge Oyunları – Ümit Ünal
Yapı Kredi Yayınları