Erdem Gezginci

Her gün binlerce cinayet işlenen ve ölümün normalleştiği ülkede ütopya olarak tanımladığımız hayat insani gerekliliklerimiz aslında. Son Teşebbüs romanında öykündüğümüz; savaşsız, otoritesiz, sınıfsız ve doğal dengesini oluşturmayı başarabilmiş topluma dair okuduğum her cümle önce gözlerimi parlattı sonra da mideme kramp girmesine sebep oldu. Çünkü bir yanda haberlerden fışkıran mekanik nidalar bir yanda küllenmiş hayallerin imkansız diriliş öyküsü. Peki, büyük acılar karşılığında kurulduğunu okuduğumuz dünya tek bir kişinin ölmesiyle yıkılabilir mi?

Yıkılmamalı. Okuyucuya büyük bir temenni vermeyi başarıyor Son Teşebbüs bu anlamda. Ölümlere alışkın okuyucu günümüzle yüz elli yıl sonrasının mükemmele yakın dünyasını kıyasladığında bir cinayetle hiçbir şey olmaz deyiveriyor içinden. Umut ediyor ve elinden gelse görmezden gelecek romanın polisiye bölümlerini. Romanın oluşturulduğu temel ve cezbedici dünya hakkında daha fazla ayrıntı okuma isteği söz konusu cinayeti arka plana atıyor bu yüzden. Aziz Hatman bir devam romanıyla yaklaşık yedi yılda kurduğu dünyadan biraz daha tattırır mı bilmiyorum. Ama siyasi hayal gücümüze çaktırdığı kıvılcımı harlayabilir belki.

İnsanların zaaflardan oluştuğunu kanıtlamaya çalışan yazarla, insanların üst insana evrimleşebileceğine inanan yazarın metinsel kavgasındaki polisiye unsurlar kurgudaki devinime katkı sunuyor. Bu açıdan bakıldığında romanın polisiye roman olup olmadığına dair şüphelerim var. Kitabın ek adı: Siyasi cinai gastro şüphelerimi kanıtlar nitelikte. Siyaset ile siyasetsizliğin ateşli kovalamacısı ve polis rolüne bürünen karakterin merakı bir romanı ne kadar polisiye yapar bilmiyorum. Ya da yanılıyor muyum? Bu sorulardan da bir temenni çıkıyor su yüzüne: Keşke bütün polisiye romanlar bu derinlikte olsa. Anlıyorum ki romanı polisiye roman sıfatına yakıştıramayan beynim yanlış bir algının kurbanı. Bir polis, bir cinayet ve çorap söküğü gibi gelen olaylar silsilesi değil sadece polisiye. Polisiye; sokağın nabzında, hayallerinde ve en önemlisi içinde. Son teşebbüs derinlikli bir roman ve derinlikli bir polisiye. Ütopyanın gerçeğe dönüşme yolunda girdiği son virajı lezzetli bir dille sunuyor.

 Bataklığın içindeki okur
Baş karakter Can’ın köhneleşmiş devlet yapısı için söylediği: “On bin yıllık bataklık kolay kurumaz.” cümlesi hikayenin devinim noktası. An itibariyle bataklığın içinde olan okur kitapta bataklığı kurutmaya başlayan kahramanların peşinden mi gitmeli? Yoksa bütün çabaların boşa gideceğine dair umutsuzluğu mu büyütmeli?

Kitabın içindeki sıradışı yemek tariflerine de değinecek olursak okur sayfaları pembeleşinceye kadar kavurup polisiye-siyasi harmanını iyi idrak etmeli. Merak cinayetten, derinlik ütopyadan… Yazar Aziz Hatman’ın büyülü mutfağından: Afiyet olsun.

Bu ürüne babil.com‘dan ulaşabilirsiniz.

Son Teşebbüs – Aziz Hatman
Esen Kitap