Halil İbrahim İzgi

Geçen günlerde bir fotoğraf projesi gözüme takıldı. Uzunca bir apartmanın farklı katlarında yaşanan farklı hayatlar fotoğraflanmıştı. Aynı metrekare büyüklüğüne sahip odaların her birine farklı hikâyeler sığmıştı. Kimi tıka basa doluydu, kimi ise olabildiğince sade. Bazıları birden fazla kişiyi barındırıyordu, çoğu ise yalnız. Yalnız yaşayanlardan bazıları rahatça oturuyor bazıları ise mahcup şekilde poz veriyorlardı.  Aynı hayatın içinde, aynı kalıpların çerçevelediği bunca farklı hayatların olması bize hikâyelerin büyüsünü anlamak için yeterli imkânı sağlıyor. Hikâye kitaplarını apartmana benzetecek olursak Rasim Özdenören’in yayınlanan son kitabı küçük metrekareye sahip yüksek bir binaya tekabül edebilir.


Uyumsuzlar
Rasim Özdenören
İz Yayıncılık

Rasim Özdenören, son kitabı Uyumsuzlar’da kırık hikâyeleri kısık bir sesle dile getiriyor. Lafı dolandırmadan anlatılan hikâyeler normal bir hayatı anlatıyor görünseler de hayreti elden bırakmıyor. Ruhun manyetik rezonansları tahlil sonuçları içindeki yerini alıyor. Ne biçim için öncelediği anlatacaklarından ne de anlatmak istedikleri için biçimden vazgeçiyor. Aşk, kadife kelimelere sarılıyor ve öylece takdim ediliyor.

Hikâye kitabına isim olarak seçilen Uyumsuzlar, gençler arasında popüler olan Uyumsuz filmini akla getiriyor. Birbirinden fersah fersah uzakta olan bu iki eserin benzerlikleri de ilgi çekiyor. Mevcut dünya ile derdi olan, başka bir dünya için gemilere doluşmuş uyumsuz ruhlar bu kitapla birlikte kendilerine sığınacak bir liman daha bulmuş oluyor. Çoraklaşan gönül hayatına umut tohumlarını delik bir cepten bırakıyor. Yeşeren tohumların akıbetini merak etmeyecek, sadece görevinin hakkını veren bir fikir işçisi. Uyumsuzlar, aynı zamanda Özdenören’in oluşması uzun yıllar süren yazı diline ev sahipliği yapan zihin apartmanının iki katını da ortaya çıkarıyor:  Şaşırmak ve şaşırtmak.

Geriye giderek Uyumsuzlar’ı düşünmeye devam ediyorum. Henüz 12 yaşındayken elime aldığım Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler kitabının ilk sayfalarında yazarın dünyaya baktığı hayret penceresi yeni yayınlanan kitabında da açık kalmayı sürdürüyor. Usulca bakmak, dikkatlice bakmak, uzunca bakmak…  Yeterince yavaşlamadan tadı çıkmayacak bir yolculuğa davet ediyor Uyumsuzlar’da Rasim Özdenören. Kitabın sayfalarında hatırlamak unutmakla eş anlama geliyor kimi zaman… Öfkeler silikleşiyor, coşku yerini sükûnete bırakıyor. Kantara çıkan ise her şeyin sadece özü… Satır aralarına sinen hüzün uzun yürüyüşten geride bırakmıyor, aksine yolda söylenen uzun bir balat halini alıyor. Mekânlar özenle geriye çekilmiş ve ortada sadece insan var. İnsana dair sarsılmaz bir ruh dinginliği eşlik ediyor hikâyelere.

Hep yanınızda olan ama hiç zaman ayıramadığınız duyguları bir defa daha hatırlatıyor hikâyeler. Zamanlar belirsizleşiyor ve eski minyatürcülerin resimde yaptıkları neyse kelimelerle onlar yapılıyor. Özdenören, görünmez bir fotoğrafçı olarak  apartmanın katlarını dolaşıyor ve bizi bize anlatmayı sürdürüyor. Ve her hikâyesinde ısrarla tekrar ediyor: Lütfen hayretinize sahip çıkınız! 

Arka Kapak dergisi 4. sayı