Doruk Önal

Edge of Tomorrow / Yarının Sınırında 2014’ün aksiyonu bol bilim-kurgu filmlerinden birisi. Filmin yönetmen koltuğunda Geçmişi Olmayan Adam / The Bourne Identity, Mr. & Mrs. Smith gibi filmlerden tanıdığımız Doug Liman oturuyor. Japon Bilim-Kurgu roman yazarı Hiroshi Sakurazaka’nın “All You Need Is Kill” adlı eserinden uyarlanan film, dünyayı işgal eden uzaylılara karşı insanların mücadelesini anlatıyor. Filmin başrollerini ise Tom Cruise ve Emily Blunt paylaşıyor. Filmin çıkış noktası ise Groundhog Day (Bugün Aslında Dündü) filmiyle benzer şekilde aynı günü sürekli tekrarlamak üzerine kurulu.

Filmin hikâyesi başkahramanımız Cage’in (Tom Cruise) etrafında ilerliyor. Hikâyeyi izlemeye başladığımız nokta uzaylı yaratıkların Dünya’yı işgalinin beş yıl sonrasına dayanıyor. Bu yaratıkların taklit ve savaşma yetenekleri üst düzey seviyededir. Beş yıllık süreçte ilk defa bir savaş kazanılmıştır. Artık onları durdurmanın vakti gelmiştir. Bunun için ani bir baskınla uzaylı düşman alt edilmek istenir. Bu savaşta birçok kayıp verilmesi insanlar arasında tedirginlik yaratmıştır, bu yüzden güven aşılamak gerekmektedir. Bu amaçla iyi bir pazarlamacı olan Cage göreve çağırılır. Savaş çıkmadan önce reklam şirketi olan Cage, şirketi kaybettikten sonra orduda binbaşı olarak medya bölümünde görev almaktadır. Kısaca askerlikten ve savaşmaktan hiç anlamaz.

Cage’e verilen görev bir sonraki gün yapılacak ani baskını pazarlamaktır. Fakat bunu yapmak için savaş alanının içinde yer alması gerektiğini öğrendiğinde durum pek hoşuna gitmez. Uzaylılara karşı verilen bu savaş tüm dünyayı bir araya getirmiştir. Haliyle ortak düşmana karşı herkesin kabullendiği Generaller, Liderler gerekecektir. Cage kendisine verilen bu görevi yerine getirmemekte ısrarcıdır. Bir nevi “canımı pazarda bulmadım” vakası. Birleşik Dünya Kuvvetleri Komutanı ile bu konuda yaşadığı anlaşmazlık onu daha feci bir olaya sürükler. Bir anda kendisini er olarak, yarın olacak savaşa hazırlanırken bulur.

Hikâyenin bu bölümü normal temposunda seyrediyor. Fakat savaş sırasında Cage’in yaşadığı bir olay, onun zamanı tekrar tekrar yaşamasına neden oluyor. Kendi içerisinde bir açıklaması olan bu durum, Cage her öldüğünde, dirilmesine sebebiyet veriyor. İşte bu andan sonra Cage’in bu yaşadıkları sürekli kendisini tekrarlayan bir şeye dönüşüyor. Fakat hikâyeyi ilerleten ise savaş sırasında tanıştığı ve tüm dünyanın yeteneklerine hayranlık duyduğu Rita (Emily Blunt) oluyor.

Beş yıl boyunca uzaylılara karşı verilen mücadelede kilit rol oynayan Rita için bir nevi savaş tanrısı diyebiliriz. Cage’in ölüp ölüp dirilmesi aslında insanlar için bu işgalci uzaylılara karşı kazanılacak savaşta kilit rol oynuyor. Bu konuda Rita’nın katkıları da büyük oluyor.

Genel olarak hikâyenin çerçevesi bu şekilde. Cage ve Rita tanıştıktan sonra, Cage’in eğitimi ve düşmanı alt etmek için nasıl bir yol izleneceği gibi planlar yapılıyor. Filmin kendisini tekrar eden yapısı Groundhog Day’deki gibi farklı hikâyeleri ortaya çıkarmadığı için sıkıcı gelebilir fakat bu sahneler yüksek aksiyon dozuyla yeterli izlenirliği yakalıyor.

Filmin başında “pislik adam” portresi çizen Cage’in dönüşümü, bu yoldaki uğraşı da karakterin kat ettiği mesafe açısından verimli. Zira bir kahraman gibi başlamadığı olayın sonunda, Cage kimsenin kim olduğunu bilmediği bir kahramana dönüşüyor. Belki şöyle demek daha doğru olur, filmi tam anlamıyla Cage ile beraber yaşıyoruz.

Filmi ABD yapımı benzerlerinden ayıran şey ise militarist övgülerin olmaması diyebilirim. Bu tarz aksiyonlu, dünyayı kurtarma filmlerinde – özellikle yüksek bütçeli olanlar- görmeye alıştığımız ABD Ordusu ve başarıları temalı mesajlar burada yok. Herkes birlik olma yolunda. Hatta öyle ki, Cage bir ABD Subayı olarak filmin başından itibaren fazlasıyla aşağılanıyor ve er muamelesine maruz kalıyor. Dünya tehdit altındayken hangi ordunun askeri olduğunun bir önemi yok aslında.

Aksiyon ve de bilim-kurgu adına benzerlerinden pek de bir farkı yok filmin. Fakat bu durum izlenir olması gerçeğini değiştirmiyor. Film genel olarak izleyiciyi tatmin edecek düzeyde. Hikâye tanıdık gelse de seyir zevkini üst seviye de tutan aksiyon ve olay örgüsü mevcut.

Yönetmen: Doug Liman
Senaryo: Christopher McQuarrie, Jez Butterworth, John-Henry Butterworth
Yapım yılı, 2014 – ABD