Fırat Demirel

Tek kanallı TRT yayınlarından bugüne medya adına çok şey değişti. Günümüzde Youtube ünlülerinin eriştiği izleyici sayısı, siyah-beyaz kanalların erişebildiği kişi sayısı çoktan geride bıraktı. Kısacası medyanın hayatımızdaki yeri inanılmaz bir hızla değişti, deşiyor ve değişmeye devame decek gibi duruyor. Üstelik bu evrimleşme profesyonellere karşı amatörlerin, ünlülere karşı hayranların yükselişini de beraberinde getiriyor.

Bu dönüşümü esas alarak “Teknolojiler ve Hayran Kültürü” alt başlıklı bir kitap yazan Henry Jenkins, içinde bulunduğumuz yeni medya çağına nasıl geldiğimizi ve bilhassa hayranların bu noktadaki etkisini masaya yatırıyor. “Cesur Yeni Medya” adlı kitabıyla sıradan kullanıcıların nasıl birer medya üreticisi konumuna getirdiğini anlatıyor. Medya okur yazarı aktif hayranlara statü kazandıran bu değişimin, medya evriminin önemli bir parçası olduğunu da özellikle belirtiyor.


Cesur Yeni Medya
Teknolojiler ve Hayran Kültürü
Henry Jenkins
Çevirmen: Nihan Yeğengil
İletişim Yayınevi

Jenkins’in katılımcı kültür tabirine göre artık eski pasif medya izleyiciliği kavramına tezat bir kitle var. Üstelik bu kitledeki kişiler kendi başına üretken olmanın yanısıra, birbirleriyle de etkileşime geçerek ana medya üreticilerini kendilerine çekmeyi ve hatta ana hikayeye etki etmeyi başarıyor. Nicholas Negroponte’nin Being Digital kitabında yazdığı haliyle “Kitlesel medyanın monolitik imparatorlukları küçük ölçekli endüstrilere dönüşerek dağılıyor. Günümüzün medya baronları gelecekte ellerinde tutabilmek için merkezi imparatorluklarına sıkı sıkı sarılmış olacaklar.”

Peki bu nasıl olacak?

Jenkins, bu soruya “hayran kültürü ve medya yakınlaşmasıyla” yanıtını veriyor ve en büyük değişiminlerin tüketim topluluklarında meydana geldiğini iddia ediyor. Noam Chomsky, Mark Crispin Miller gibi bazı medya eleştirmenlerini eleştirel kötümser sınıfına alan yazar, bunların öncelikle demokratik topluma ulaşmaki engellere odaklandıklarını söylüyor. Jenkins, bu süreçte genellikle okuyucuların eyleme geçme konusunda korkutmak üzere büyük medya gücünün abartılmasına da karşı çıkıyor. Medya okuryazarlığının artması gerektiğini, hatta çocukların dahi pasif bir televizyon izleyici olmaktan öte kendi hikayelerini yazmaya teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyor.

Cesur Yeni Medya, çeşitli medya sistemlerinin bir arada bulunduğu ve medya içeriğinin bu sistemler arasında akıcı bir şekilde dolaştığı medya yakınlaşmasına hassasiyetle yaklaşan bir kitap. Kolektif zekayı Survivor yarışması üzerinden; çeşitli medya platformlarında çözülen transmedya hikaye anlatıcılığını ise Matrix film serisi üzerinden ayrıltığı bir şekilde anlatıyor. Keza kitap tarafında Harry Potter’ı ele alıyor ve kimi Hıristiyan ebeveynlere rağmen çocukların medya okuryazarlığına sağladığı katkıyı inceliyor. Özetle her aşamda yeni medya dönüşümüne parmak basıyor.

MIT’de Karşılaştırmalı Medya Çalışmaları Programı’nı kuran ve halen başka bir üniversitede profesörlük kariyerine devam eden Henry Jenkins’in konuya dair tecrübesi gayet net. Dolayısıyla kitabın akademik dili çok kolay olmasa da sürpriz de sayılmamalı. Diğer yandan kitap 2006 yılında yazıldığı (basıldığı) için güncel medya değişimlerini yakalayamıyor. Dijital medya dönüşümünü ve kullanıcıların ürettiği içeriklerin değerini anlamayı kolaylaştırırken son 10 yıllık sürecin muhasebesini maalesef okuyucuya bırakıyor. 

Arka Kapak dergisi 14. sayı