Ümit Yaşar Özkan

Çocuklara kendi hikâyelerini seçmeleri ve oluşturmaları için yol gösteren, ipucu veren, kışkırtıcı bir okuma-oynama deneyimi vaat eden iki oyunbaz kitaptan bahsedeceğim.

İlk kitabımız bir an önce Türkçe ’ye çevrilmesini istediğim Steffie Brocoli ve Catherine Bidet’in Through The Forest – Ormanda Dolaşmak adlı kitabı. Seçenekli hikâye kitaplarının yabancısı değiliz. 80’li yıllarda ‘Macera Tüneli’ serisiyle tanıştığımız bu tür kitaplar okura hikâye içinde kendi yolunu bulması için tercihler sunuyor. Bu tercihler okuru değişik maceralara sürükleyerek farklı sonlara götürüyordu, Macera Tüneli serisindeki kitaplar bilimkurgudan polisiyeye çeşitlilik gösteren eğlencelik kitaplardı ama bu kitapların eğlencelik olmaları seçenekli hikâyelerin potansiyelini göz ardı etmemize sebep olmamalı: Yaptığınız her seçimin sorumluluğunu üstlenme tecrübesini ‘interaktif’ olarak yaşamak az şey mi? (Bu yazıda interaktif kelimesini bir kereliğine de olsa kullanmış oldum ama Türkçe karşılığı olan ‘etkileşimli’yi kullanmayı tercih ediyorum.) Daha sonraları bu tekniğin yetişkinler için yazılan romanlara da taşındığını gördük. Ormanda Dolaşmak, seçenekli hikâye tekniğini ormanın eko sistemiyle birleştirerek özgün bir etkileşimli hikâye kitabına dönüşüyor; çok çok yaşlı Orman Ana’nın sunduğu seçeneklerle bir sayfadan ötekine savrularak ilerliyor, bu arada da canlılar arasındaki ince bağları keşfediyor, tabiatın döngüsüne şahit oluyor; kuşun, sincabın, ağacın hikâyelerinin birbirine nasıl bağlandığını bizzat tecrübe ediyoruz. Ayrıca sayfaları gösteren kulakçıkların her birinin çalı, kozalak, ağaç dalı şeklinde tasarlanması da kitabın başka bir güzelliği.

Bu kitabı Türkçe olarak görme dileğimi bir kez daha kuvvetle yineleyerek diğer kitaba geçiyorum.


Masal Yolu
Kate Baker
Çevirmen: Oğuzhan Aydın
Redhouse Kidz Yayınları

Madalena Matoso’yu tanıyoruz aslında daha önce çizimlerini yaptığı oyunbaz Bu Ses De Ne? kitabından bahsetmiştim şimdi de onun yazıp çizdiği “Masal Yolu” elimizde. Bu kitap bize sadece sayfa seçenekleri sunmuyor. En başında ilk iki sayfadaki beş kahramandan birini seçiyorsunuz: şatodaki prenses, astronot maymun ya da çizmeli ahtapot, vd. Sayfanın köşesindeki küçük soruları cevapladıkça kahramanımıza yeni ayrıntılar ekliyoruz, mesela astronot maymunumuz muz gezegeninde yaşıyor olabilir, vampir kedinin kocaman yarasa kanatları vardır ya da aslında kahraman olarak seçtiğimiz prenses meğerse bir devmiş. Bunlar benim kahramanlara yakıştırdığım ayrıntılar. Bir de çocukların uydurabileceklerini düşünün. Elbette sonraki sayfalarda aracımızı, macera yaşayacağımız mekânları da seçiyor ve tarif ediyoruz. Buradan çıkabilecek masal kombinasyonlarını varın siz hesap edin. Böylece kitabın kapağındaki ‘3 milyardan fazla masal üretebilirsin!’ ifadesi masalsı bir mübalağa gibi gelmez kulağa. Bütün bunları aslında ebeveynlerin muhtemel kaygı ve itirazlarına karşı yazıyorum; haklı olarak şöyle bir itiraz gelebilir: ‘Ama bu seçenekler çocuğun hayal gücünü sınırlamaz mı?’ yıllardır yapılan çalışmalar masalların belli şablonlar üzerinden işlediğini gösteriyor bize ama şu da bir gerçek ki her masal ortaya çıkmasını sağlayan bu şablondan daha fazla bir şey oluyor her seferinde yani bütün mesele bizim sunulan veri, seçenek ve ipuçlarıyla ne yapacağımız. Hayatta da sınırlar, seçenekler ve şablonlar var ve biz bu sınırlarla çarpışa çarpışa özgürlük alanlarımızı genişletiyoruz. Hayatla masal benzeşiyor: Sınırların içinden sınırsızlığa varmak, sınırsızı bulmak… Matoso bize ipuçları veriyor; bu ipuçlarını bahane ederek bir masal yolculuğuna çıkmamızı istiyor. Ben bu noktada ebeveynlerle çocukların kitabı, kalem ve kâğıt eşliğinde okumalarının da bir seçenek olduğunu söyleyeceğim. Siz de kendi kahramanınızı, aracınızı, mekânlarınızı yazıp çizin; kendi masal yolunuzu oluşturun.

Biz yürüdükçe yol, okudukça ve anlattıkça hikâye belirecek.

Arka Kapak dergisi 21. sayı