Barış Yıldırım

Michael Hardt ve Antonio Negri’nin üçlemesinin (İmparatorluk, Çokluk ve Ortak Zenginlik) son kitabı olan Ortak Zenginlik, 2011’de Ayrıntı Yayınları’ndan çıktı.

İki yazarın birlikte aldığı eser, kendisini önceleyen diğer eserin ortaya koyduğu sorunu eşeleyip, genelleştiriyor, onlara yöneltilen eleştirileri cevaplıyor ve İmparatorluk’un çıkışından bu yana geçen 10 yılı aşkın sürede ortaya koydukları teoriyi bir anlamda pratikte sınıyor. Ortak Zenginlik ayrıca, diğer eserlere göre felsefi sorunlara daha fazla yer veren yapısıyla da öne çıkıyor.

Negri ve Hardt’ın İmparatorluk’u 21. Yüzyılın Seattle ve Atine gibi isyanlarla açılan girişinde Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra tek kutuplu hale gelen dünyanın içinde şekillendiği koşulları alıyor ve 60’lı yıllardan bu yana büyük oranda Deleuze, Foucault gibi düşünürlerin şekillendirdiği biyo-iktidar perspektifi veya düşüncesine bağlı olarak “Yeni Dünya Düzeni”ni analiz ediyor ve bu düzene İmparatorluk adını veriyordu.

Buna göre Marksizm’in, özellikle de Leninist yorumunun merkezi iktidar aygıtı olarak devlet tasarımıyla bir hesaplaşma açılmaya çalışılıyor ve İmparatorluk düzleminin merkezsiz, küresel yapısına dikkat çekiliyordu. Çoklukla anlaşıldığı gibi ABD, çok önemli bir güç olmasına rağmen, İmparatorluk’un kendisi değildi. Sistem daha çok bir tür epistemik işleyişe sahipti ve her yerdeydi. Sistemin kuruluşu aydınlanma dönemine kadar gidiyor ve analizle birlikte yeni dünya düzeninin muhalif/toplumsal hareketler için ne türde olanaklar barındırdığı tartışılıyordu. Çokluk, bu anlamda, tıpkı İmparatorluk’un geleneksel Marksist söylemin “emperyalizm” kavramının ve onunla ilişkili tüm diğer kavramların yerini alması gibi, halkın veya emekçi sınıfların yerini alıyor ve emek hareketleriyle toplumsal kimlik hareketlerinin yeni konumlarını analiz ediyordu.

Ortak Zenginlik ise yazarların bu iki kitaptaki çabalarını sentezleyip tartışmanın felsefi kökenlerine ağırlık vermekle kalmıyor aynı zamanda pratik mücadeleler bakımından çok daha net ifadelerde bulunarak günümüz toplumunun yaşadığı kent mücadeleleri, kimlik mücadeleleri, anti-kapitalist mücadeleler, ulusal kurtuluş mücadeleleri gibi birçok sorunu bir arada ele alabilecek bir muhalefet anlayışını ortaya koyuyor.

Arap Baharı, Occupy Wall Street veya Occupy London, ülkemizde Gezi isyanı gibi mücadelelerin hemen öncesinde ve onlara çok paralel bir teorik yapıyı tesis etmeye çalışan kitap, aynı zamanda yine ülkemizde önemli bir tartışma konusu olan “demokratik özerklik” konusu kapsamında ele alınabilecek pek çok konuyu gündeme getiriyor ve etraflıca tartışıyor.

Kitabın bir diğer yeniliği ise “kötülük” kavramını sorunsallaştırması. Yeni dönemdeki mücadeleleri “kötülüğe karşı savaşacak bir kuvvet” oluşturulması bağlamında ele alan yazarlar, kötülük analizleriniyse Spinoza’nın sevgi kavramı çerçevesinde ele alıyor. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de nefret söylemi veya suçlarına dayalı olarak işlenen pek çok cinayet ve tırmanan sivil şiddet düşünüldüğünde bu da oldukça önem kazanan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.

Yazarların bir diğer özgünlüğüyse kitaplarında kendilerine daha önceki çalışmaları nedeniyle yöneltilmiş eleştirileri, aralarında Zizek gibi önemli isimlerin de olduğu filozoflar tarafından, yanıtlayarak kendilerini tartışmaya açmaları. Yine İmparatorluk’tan sonra başlayan ikinci Irak savaşı, 11 Eylül sonrası gelişen operasyonları da kendi teorileriyle karşılaştırarak değerlendiren yazarlar, eski tarz emperyalizmi çağrıştıran bu tür hareketlerin analizini yaparak kendi teorilerinin konumunu netleştiriyor.

Kitabın son bölümündeyse devrim meselesini ele alan yazarlar, özellikle paralel kesişim noktalarına dikkat çekerek, sürekli kullandıkları biyo-iktidar, çıkış, terk, kent mücadeleleri nosyonu etrafında ele alarak devrimci bir paralel mücadeleden söz ediyor. Aslında bizim Gezi’de tam halini gördüğümüz bu paralel mücadele ağıyla kapanması, kitabın da ne kadar güncel bir önem taşıdığını gösteriyor.

Kitap Kant’tan Heidegger’e, Spinoza’dan Deleuze ve Foucault’a kadar zengin bir felsefi tartışma materyali sunmanın yanı sıra aynı zamanda modernlik, mülkiyet gibi kadim siyasal tartışmalara da cömert bir katkı sağlıyor.

Bu ürüne babil.com‘dan ulaşabilirsiniz.

Ortak Zenginlik – M. Hardt & A. Negri
Ayrıntı Yayınları