Erdi İnci

Hakkında iki kelam etmek için bilgisayar başına geçirtip ya da arkadaş çevresinde lafını ettirip ‘Ölü Reşat… Ahahaha… Ama o şey sahnesi vardı ya hani… Ahahaha’dan ileriye götürtemeyen Ölü Reşat, sonunda sakinleşmemi bekleyip bana bu yazıyı yazdırabildi. Magazinel bir dille anlatmak gerekirse mükemmeldi kitap çünkü. Son zamanlarda en fazla eğlenip de okuduğum bir kitaptı.

Konuya gelince; daha doğmadan hayata ölü olarak başlayan Reşat’ın ve onun sebebi Adnan’ın hikayesini anlatmış bize Tohumcu. Ölü Reşat nasıl ölü başlar peki hayata? Rabbimin katında bir gün bir karışıklık olur ve doğum sırasını karıştırıp Reşat’ın yerine doğan Adnan bir krize yol açar. Krize yol açar da bu kriz kendine dönünce de başlar maceralar peşi sıra. Artık Ölü Reşat’ın elleri Adnan’ın yakasındadır ve onu da yanında götürmeden gün yüzü görmek nasip değildir Reşat’a. O zaman başlar Adnan’a çeşitli tuzaklar kurmaya, onu da tahtalı köye boylatmaya…

Aslı Tohumcu’nun daha önceki kitaplarını göz önüne aldığımız zaman, çoğunluk çocuk kitaplarındaki muzırlığını bu sefer yetişkinlere de bulaştırdığını kitabın ilk cümlesinden fark edebilirsiniz. Daha önce beni çok etkileyen, açılış cümlesinde de yazarın ‘Bu kitabı lanetliyorum’ dediği Şeytan Geçti’sinin yanında ya da küçük insanları büyük yükleriyle bindirdiği otobüsten izlenimlerini edindiğimiz Taş Uykusu’ndan sonra Ölü Reşat, Tohumcu’nun çok farklı yollarda da iz sürdüğünün bize bir göstergesi. Kadın meseleleri ve kadının toplumdaki konumu, toplumsal travmalar ya da toplumun yarattığı travmalar elbette Ölü Reşat’ta da var; ancak Tohumcu bu sefer konuyu lanetleyerek bize sunmak yerine mizah yoluyla punduna getiriyor bizleri. Yoksa Deniz Gezmiş hikâyesi okuduktan sonra o kadar da komik gelmiyor, canını fazlasıyla acıtıyor insanın. Yine de gülüyoruz ağlanacak hâlimize.

Ölü Reşat’ın bir yandan dramayı yanından ayırmayarak komedi unsurlarını fazlasıyla barındırması, bir yandan masalsı anlatımı, öbür yandan biyografik özellikleri ve fantastik öğelerin kitaptaki konumu yine Tohumcu’nun, sınırları kesin çizgilerle çizilmeye çalışılan tür fetişizmine nanik yaptığını gösteriyor bizlere. Kalıbına sığmayan yazarın kalıbına sığmayan kitabının kalıbına sığmayan okurları olarak buluyoruz kendimizi.

Ölü Reşat’ın yazarın hayatından direkt izler barındırması, yazarın okuyuculardan çekinmeden hayatını açması da aslında okur-yazar ilişkisi arasındaki görünmeyen duvarın yıkıldığı ve yazarın biz okurları da ailesine cesur bir şekilde kattığını da gösteriyor bize. Adnan’ın ailesine komşu gidiyoruz, çocuk görmeye uğruyoruz ve hatta kızları da bizim elimizde büyüyor.

Elbette, bir yazarın romanlarını, öykülerini okuduğumuz zaman, bunun ne kadarının gerçekleri yansıttığı gibi meseleler de okurların içlerinden atamadıkları magazin haberciliğinin de bir kanıtı. O yüzden olsa gerek bir yazara bu gerçekçilik ve yaşanmışlık durumunu daha en başından sormak. Yine de biz okurlar olarak ne kadar zorlasak da Ölü Reşat’ın ne kadarına kurulup yerleşebileceğimiz Aslı Tohumcu’ya kalıyor.

Bir de sanat dünyasında şöyle bir ikiyüzlülük vardır; komedi türleri her zaman yapımı zor, bir o kadar da sanatsal değeri düşük görülen eserlerdir. Örneğin; sinema ödüllerini çoğunluk drama filmleri, oyuncuları ve yönetmenleri alırken bu törenlerin sunucuları komedyenlere bırakılmıştır. İzleyicileri, okurları ve takipçileri canlı tutar komediler ve komedyenler; ama gereken saygıyı görmez. Yıllar sonra üretimden uzaklaşmak zorunda kaldığınız zaman alırsınız yaşam boyu başarı ödülünü. Saray Soytarısı mantığından geliyor olsa gerek… Bu ikiyüzlülüğe inat Aslı Tohumcu’nun Ölü Reşat’ı ‘Kusura bakmayın ama çok güldük yahu. Güldüğümüz yetmiyormuş gibi, attığımız kahkahalardan çevremizdeki insanlar da rahatsız oldu.’ dedirtiyor bizim ağzımızdan o karar veren mercilere, yetkililere.

Kısacası, hepsine inat gülelim diye, Adnan’a uzun ömürler dileyelim diye, Reşat’a biz de bir ‘Upsii!’ diyelim diye, bir daha gülelim diye ve bir daha gülelim diye Ölü Reşat’ı sunmuş bize Aslı Tohumcu. Artık bizdedir onu tepsilerde konumuz komşumuza sunmak.

Bu ürüne babil.com‘dan ulaşabilirsiniz.

Ölü Reşat – Aslı Tohumcu
Doğan Kitap