Murat Acar

“Bilmiyorum bir gece daha geçirebilecek miyim,

Etrafımda çiçek bahçeleri ve su havuzlarıyla,

O meşhur yeşil zeytin ağaçlarının dikili olduğu,

Kumruların guruldadığı, kuş cıvıltılarının yankılandığı yerde”

Peyzaj tarihi profesörü D.Fairchild Ruggles’ın imzası ile çıkan İslami Bahçeler ve Peyzajlar; kâh bir saray bahçesinde, kâh mütevazı bir mezar köşesinde; batıdan doğuya, güneyden kuzeye dünyanın her bir bölgesine uzanmış olan İslâmi bahçe kültürünün ve peyzajlarının izini süren ve okuyucuyu tarihsel geçmişinden günümüze kadar geniş bir zaman diliminde yolculuğa çıkaran keyifli bir eser.


İslami Bahçeler ve Peyzajlar
D. Fairchild Ruggles
Çevirmen: Nurcan Boşdurmaz
Koç Üniversitesi Yayınları

Endülüs valisi Mutemid, Sevilla’daki sarayından Marakeş yakınlarına sürgün edildiğinde böyle dile getirmişti Zühre ve Süreyya bahçelerine olan hasretini. Her ne kadar edebî temsilleri nedeniyle, gerçeği birebir yansıtması beklenmese de, İslâmi bahçelere dair fikir vermesi açısından bu hasret dizeleri veciz bir örnek olarak bizlere ulaşmıştır.

Kurtuba’dan Agra’ya, Herat’tan İstanbul’a, İsfahan’dan Marakeş’e uzanan ve hüküm sürdüğü her kültürün katkısı ile şekillenen bir medeniyetin bahçe kültürünü ele alan İslami Bahçeler ve Peyzaj Alanları, bahçelerin anlamını, mekaniğini ve verimliliğini tek başına ne dinin ne de kültürün açıklayamayacağı fikrinden hareket ederek bahçenin İslâm kültüründeki yerini inceliyor. Seyahatnamelerden, tarım kılavuzlarından ve minyatürlerdeki bahçe tasvirlerinden faydalanan D. Fairchild Ruggles, zarafetleri, güzellikleri ve hafızalarda bıraktıkları hoş sedaları ile Endülüs’ten Selçuklu’ya, Osmanlılar’a bahçe kültürünün gelişimini, dönemlerine yaptığı katkıyı araştırmış. Yazarın; bahçe formlarını bilimsel bir metodoloji ile ele aldığı ve “İslâmi” olanı tanımlamaya çalıştığı kitapta, İslâm dünyasındaki bahçelere ilişkin ufuk açıcı bilgiler sunulmuş. İran’da yer alan bir bahçe ile Türkiye’de yer alan bir mezar peyzajını İslâmi kılan ve ortak bir noktada buluşturan unsurların neler olduğu sorusunun peşine düşen yazar; günümüze kadar yapılan araştırmalara atıfta bulunmanın yanı sıra mekânın diline tercüman olmaya da çalışmış. İyi bir bahçenin insani bir başarı; verimli bir peyzajın da ilahi bir lütuf olarak değerlendirildiği İslâmi inanış doğrultusunda Müslümanların dünyanın her yerinde kültürel motifleri dikkate alarak bahçe tasarladıklarına değinen Ruggles; bu nedenle İslâmi olarak nitelenen bahçelerin aslında çok çeşitli dini, etnik ve kültürel öğeleri de içerdiğini vurguluyor. İslâm Medeniyeti; peyzaj ve bahçe tasarımı alanında diğer birçok alanda olduğu gibi eski ve kadim formları alarak onları yeni eklemeler ve yorumlar ile “İslâmi” ve özgün bir karaktere kavuşturmuştur.

Ruggles, peyzajın İslâmi bahçelerde durağan bir öğe olmadığını, aksine bitkilere, hayvanlara ve insanlara yaşam alanı sunan bir habitat olduğu gerçeğini hissettiren eserde; herhangi bir canlılık öğesi bulunmayan çöllerin dahi, usta tasarımcıların elinde doğanın ve teknolojinin elverdiği ölçüde nasıl harikulade peyzajlara dönüştüğünü dile getiriyor. Müslüman peyzaj mimarlarının eliyle şekillendirilen bu alanlarda İslami olarak adlandırılabilecek unsurun “Çehar Bağ” modeli olduğunu vurgulayan yazar, bunu bahçe planlarından yola çıkarak inceliyor. Eksenel yürüme yollarının bir merkezde kesiştiği dört parçalı bahçe planını ifade eden “Çehar Bağ” modeline siyasi hâkimiyetin vurgulanması amacı ile özellikle saraylarda ve devlete ait bahçelerde rastlanmakta, hemen hemen tüm bahçe ve peyzaj alanlarında su, hayat verici bir unsur olmuştur. Ruggles’ın da tüm eserinde ifade etmeye çalıştığı gibi, İslâm tüm kuşatıcılığı ile bahçeyi, her iki dünyanın hissiyatını sunan ve gölgesinde huzur içerisinde dinlenmeye olanak sağlayan bir alan olarak kurgulamıştır. 

Arka Kapak dergisi 24. sayı