Fırat Demirel

“Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz

Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde”

Ziya Paşa

Türkiye, işini iyi yapanların cezalandırıldığı bir ülke olduğu kadar işini iyi yapmaktan vazgeçmeyenlerin de vatanıdır. Ülke adına iyi şeyler yapan fakat destek görmeyenler düşünüldüğünde ise Nuri Demirağ adı akla ilk gelenlerden biridir. 1886’da Sivas/Divriği’de doğan Demirağ’ın, daha doğrusu Mühürdarzade Nuri’nin hikâyesi sadece bir müteşebbisin/girişimcinin değil, aynı zamanda bir dava ve siyaset adamının hikâyesidir.


Nuri Demirağ Türkiye’nin Havacılık Efsanesi
Fatih M. Dervişoğlu
Ötüken Neşriyat

Mühürdarzade Nuri, 17 yaşında memuriyete başlama şansı yakalayan fakat mütareke günlerinde gördüğü bir hakarete tepki olarak işinden istifa eden genç bir adamdır. Bu istifanın ardından ticarete atılmış ve cebindeki 56 “sarı lira” ile girişimcilik yolunda ilk adımını atmıştır. O yıllarda yabancıların elinde olan sigara kağıdı üretme işine el atması ve marka adını Türk Zaferi olarak seçmesi Mühürdarzade Nuri’nin ülkesi adına yapmak istediklerinin ilk kıvılcımıdır adeta. Velhasıl demiryolu müteahhitliğine başlayıp 1000 kilometrelik demiryolu inşa ettiğinde de, Türkiye’nin en zengin adamı olup servetini yerli uçak üretmeye harcadığında da bu çizgiden ayrılmamış, ülke menfaatini kişisel menfaatinin her zaman üzerinde tutmuştur.

Atatürk’ün önerisiyle Demirağ soyadını alan Mühürdarzade Nuri, havacılık sanayinin önemini erken keşfeden sayılı isimlerden biridir. Bu idrak sayesinde demiryolu üretiminin ötesine geçmiş, Türkiye’nin diğer havacılık efsaneleri olan Vecihi Hürkuş’u destekleyip Selahattin Alan ile Türkiye’yi uçuracak projelerin temelini atmıştır. Demiryolu yapımından kazandıklarıyla zenginleşen ama lüks yaşamaktan kaçınan Demirağ, Moskova’dan Londra’ya uzanan yurtdışı ziyaretleriyle dünyada pazarlarını tetkik etmiş, Türkiye’ye dönüp bir “tayyare” fabrikası ve bir eğitim üssü kurmuştur. Türk Hava Kurumu için eğitim uçağı ve planör imalatı yapan ve bir uçuş sırasında Selahattin Alan’ı kaybeden Nuri Demirağ, hem maddi hem yasal açıdan zor duruma düşse de çalışmalarını sürdürmüş ve Nu D.38 adlı ilk Türk yolcu uçağını tamamlamıştır. Bu elim kaza ile işlerin ters gitmeye başlaması Nuri Demirağ’ı yıldırmasa da nihayetinde karşılaştığı engelleri alt edememiş, hatta son şansını bir parti (Milli Kalkınma Partisi) kurmakla denemiş, siyasi alandaki çalışmalarıyla “devletçilik” ilkesini aşmak, müteşebbis atılımların önünü açmak istemiştir. Velhasıl Demirağ bu konuda çok başarılı olamamış, Yeşilköy hangarında çürütülen uçakları gibi Demirağ da tarih sahnesinden yavaş yavaş silinerek adını efsaneler arasına yazdırmıştır.

Nuri Demirağ-Türkiye’nin Havacılık Efsanesi (Ötüken Yayınları) adlı kitap işte bu önemli şahsiyetin hikâyesini anlatan sayılı eserlerden biri. Nuri Demirağ’ın en önemli taraflarından biri de sadece bir girişimcinin değil, bir dava adamının ve bir siyasetçinin de portresini kendinde toplayabilmiş olmasıdır. Kurmuş olduğu Gök Okulu’yla sanayi hamlesinin yanına eğitim kanadını da ekleyen Demirağ, hiç şüphesiz büyük işlere imza atmıştır ve bir o kadar açıktır ki ülkesi adına iyi şeyler yapacak ve bu uğurda cezasını çekmeye razı olacak ne ilk ne de son kişidir.

Yukarıda kısa bir özetini paylaşabildiğim hikâye Nuri Demirağ/Türkiye’nin Havacılık Efsanesi (Ötüken Yayınları) adlı kitapta detaylıca ele alınıyor. Demirağ’ın hem bir girişimci ve dava adamı olduğu hem de kurduğu Gök Okulu’yla eğitime önem veren gerçek bir vizyon sahibi olduğu hatıralarla paylaşılıyor. Bize de ülkemiz için çalışan yeni Demirağları bulmaktan ve desteklemekten başka bir çıkar yol kalmıyor…

Arka Kapak dergisi 19. sayı