Ayşe Yılmaz

Sinema ve salon, en yalın anlamıyla görüntü ve mekân. Hem içerideliği, hem de dışarıdalığı bir arada deneyimleyebildiğimiz yer; ister açık havada yapılsın, ister herhangi bir odada… Dışarının başdöndürücülüğü ile içerinin sonsuz büyüklüğü arasında sıkışıp kalmışlığımızın resmi. Michaux’nun şiirinde dile getirdiği gibi “Mekân dışarıdaki içerdelik olan o korkunç şey, gerçek mekân işte budur, ve siz onu kavrayamazsınız.”1 Burada ve aynı zamanda orada, bu kaypak mekân içinde, geometrik vatanını yitirmiş bir zihin ve yüzer durumda bir ruhla, yaygın olarak mekânı paranteze alıp ardımızda bırakarak koltuklarımıza kurulduğumuz “kutsal” bir tapınak âdeta.

Peki bu tapınakların cemaziyelevvelini biliyor muyuz? Veya ne kadarını biliyoruz? Arşivdeki bazı belgelerden hareketle sinema salonlarının günümüze gelene kadarki macerasına göz atmaya ne dersiniz?

İlkin 1903 yılında hazırlanan imtiyaznameye2 bakarsak Osmanlı topraklarında sinema gösterimleri için özel mekânlar oluşturulacağından; köy, kasaba ve panayırlarda imtiyaz sahiplerinin çadırlarının kullanılanılacağından söz edilir. Diğer nizamnamede ise mekânda cihazın konulacağı yer dahi belirlenir. Odada iki işçi çalıştırılması, karbonlu lamba bulunmaması, içeride sigara içilmemesi gibi hususlar maddelenir. Ayrıca bu mekânların mimari özelliklerine ve yangından korunmasına özen gösterilmesi üzerinde durulur.

1921 tarihli bir dosyada3 her ne kadar belgede bir açıklama yer almasa da muhtemelen bazı gayrimüslim işletmecilerinin aidatlarını ödemek istememeleri üzerine Damga Vergisi4 nedeniyle sinema ve tiyatro mekânlarının listesi istenir. Taksim ve Tepebaşı’ndaki yerler, ardından Şişli, Galata, Beşiktaş, Ortaköy, Arnavutköy, Kadıköy, Erenköy, Üsküdar, Anadolu Hisarı, Bakırköy ve Kandilli bölgelerindekiler sıralanır. Ayrıca sinema sahiplerinin uyrukları ve dini mensubiyetleri de belirtilir. Bazılarında Fransız, Amerikan veya Rum yazarken bir kısmı Müslim, Musevi Rumi Yahudisi gibi ifadelerle betimlenir.

İstanbul’da ilk sinema salonları, Beyoğlu’ndaki yabancı ve yerli gayrimüslimler tarafından açılır. Hatta ilk yerleşik yapı, Paris’teki Pathé Kardeşler’in 1908’de açtığı Tepebaşı’ndaki Pathé Sineması. Bu açıdan Osmanlı Devleti’nde sinemanın ilk gösterimlerinin daha çok yabancı gayrimüslimlerin yaşadığı Beyoğlu’nda gerçekleşmesi tesadüf değil. Çünkü Türkler 1914’te, İttihat ve Terakki iktidarında Türk ve Müslüman tüccarların desteklendiği bir dönemde sinema salonları açmaya başlar ve böylece İstanbul’un diğer semtlerinde de yayılır.5

1921 tarihli başka bir dosyadaki6 bilgilere bakıldığında, Beyoğlu ve İstanbul şeklinde ayrılan tabloda isimlerin listelendiği, bunun yanında bilet fiyatlarının da senelere göre not edildiği ve genel toplamlarının çıkarıldığı görülür.

Bu tarihlerde İstanbul’da, yaklaşık 32 daimi ve 12 geçici,7 işgal altındaki İzmir’de ise çoğu azınlık ve yabacıların olmak üzere 17 sinema salonu vardır. Ancak bunun 13’ü işletilebilir. 1922’de İzmir’de yaşayan Rumlar’ın ve Yunanlılar’ın kaçışıyla salon sayısı 5-6’ya iner ve bu sinemalar gösterecek film bulamaz hâle gelir.8

Modern Temâşâhanelere Doğru…

Film gösterimi yapan salonların yavaş yavaş çoğalması ile birlikte ticari bir nitelik kazanan sinema, İstanbul’da varlığını hissettirmeye ve kitlelerin ilgisini çekmeye başlar. Fakat bu yıllarda, bu alanda ciddi bir mesafe katedildiğini söylemek Nijat Özön’e göre pek de doğru değil. Zira o dönemde sinema Karagöz, ortaoyunu, meddah gibi çeşitli eğlenceler yanında tiyatrolarda, kıraathanelerde programı zenginleştirmekte kullanılan “gâvur işi” bir eğlenceden ibaret.9

Diğer bir dosyada10 Beyoğlu, Galata, İstanbul, Kadıköy, Bakırköy bölgelerine ayrılmış tablolara yine isimler yazılır. Ramazan’da Hilal Bahçesi’ndeki yazlık sinema, Zeyrek’teki Pehlivanlar’da ve Niyazi Bey Mektebi’nde, Edirnekapı’da, Topkapı dışında, Letafet Apartmanı’nda, Koca Mustafa Paşa Mektebi’nde, Balat’ta Ermeni Mektebi’nde, Etyemez’de ve Çarşamba’da hizmet veren yerler ayrıca listelenir. Dini mensubiyetlere yer verilir ve “bahçede”, “kıraathanede”, “açıkta” veya “mektepte” gibi ifadelerle gösterimlerin nerelerde yapıldıkları belirtilir.

Sinema salonlarının önemli bir bölümü büyük kentlerde: İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Eskişehir; Karadeniz kıyısındaki kentlerde, İzmir yakınlarındaki zengin tarım alanlarındadır. 1933 yılına gelindiğinde salonlar yavaş yavaş Anadolu’ya kadar yayılır. Piyasanın istikrarsız durumu nedeniyle sinema salonları sık sık el ve idare değiştirir. O günlerde Türkiye’de 79 bölgede 130 sinema vardır. Her sinemada dört seans gösterildiği varsayılırsa bu, günde 120.340 seyirci yani nüfusun yalnızca %0.85’ini kapsar. O dönem için Türkiye’deki mevcut sinema salonlarının halkın ihtiyacını karşılamak konusunda yeterli, hatta kimi durumlarda fazla geldiği bile söylenebilir.11

Günümüzde ise Antrakt Sinema’nın 2015’teki raporuna göre12 sinema salonları Türkiye genelindeki artışını sürdürmekte. Bugün itibarıyla gösterim yapılabilen 625 bina var. Ve yıl 2017. Bu sayıya rağmen birçok film, gösterim için kendine yer bulmada farklı bağlamlarda sorunlar yaşamakta. Hâlâ Şırnak, Ardahan, Hakkari, Sinop ve Gümüşhane’de düzenli gösterim yapılacak bir yer yok. Ağrı, Bayburt, Bitlis, Iğdır, Tunceli, Artvin ve Kars’ta perde, teknik donanım ve salon yeterliliği açısından gösterim şartları hâlâ sağlıklı bir zemine sahip değil. 

Dipnotlar

  1. Bachelard, Gaston. Mekânın Poetikası. İstanbul: Kesit Yayıncılık, 1996, s. 230.
  2. BOA., Fon Kodu: Y..PRK.AZJ, Dosya No: 46, Gömlek No: 16, 29 Zilhicce 1320.
  3. BOA., Fon Kodu: DH.UMVM, Dosya No: 116, Gömlek No: 69, 12 Teşrin-i evvel 1337.
  4. Damga Vergisi, İlhanlılar’ın ardından Osmanlı İmparatorluğu’nda ve Türkiye Cumhuriyeti’nde de devam eden vergilerin en eskisi.
  5. Boran, Tunç. “Erken Cumhuriyet Dönemi’nde Taşrada Sinema Seyri: Çankırı Örneği.” İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi 41 (2015): 257-276.
  6. BOA., Fon Kodu: DH.UMVM, Dosya No: 116, Gömlek No: 75, 2 Rebiü’l-evvel 1340.
  7. Özer, İlbeyi. “Mütareke ve İşgal Yıllarında Osmanlı Devletinde Görülen Sosyal Çöküntü ve Toplumsal Yaşam.” OTAM – A. Ü. Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Dergisi 14 (2003): 247-271.
  8. Keskin, Sadık. “Türk Sinemasının Mali Yapısı ve Problemleri.” Uzmanlık Tezi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü, 2008.
  9. Özön, Nijat. Türk Sinema Tarihi. İstanbul: Doruk Yayımcılık, 2010, s. 39.
  10. BOA., Fon Kodu: DH.UMVM, Dosya No: 117, Gömlek No: 45, 29 Zilhicce 1341.
  11. Hinkle, Eugene M.. “Modern Türkiye’de Sinema.” Kebikeç 28 (2009): 91-102.
  12. Yavuz, Deniz. “Ankrakt 2015 Yılı Vizyon Raporu.” http://www.antraktsinema.com/makale.php?id=733

Arka Kapak dergisi 21. sayı