İhsan Sönmez

Nobel ile Oscar ödüllerini nedense birbirine karıştıran bir zihne sahibim. Yaratıcı alandaki ödüllerin (Nobel benim için edebiyat ödülü demek, ne yapayım?) birbirine karışmasını doğal görüyorum. Belki Man Booker ile Cannes’ın aynı tarihlere denk gelmesi tetikliyor olabilir bu durumu.

Londra – Paris – Bologna ve Abu Dabi karmaşasının ardından yayıncılık dünyasında mayıs ayının en heyecanlı edebiyat olaylarından biri, hiç şüphesiz MAN Booker International ödülü. Dünyanın dört bir yanından yapılan “perestijli ” bir seçki ile önce longlist (bilmeyenler öğrensin canım, yarı finalistler işte) sonra short list (tabii ki tahmin ettiniz, finale kalan yazarlar – kitaplar ve bittabi o canım kitapların tercümanları)  ile giderek yükselen bir Meksika dalgası haline gelen MAN Booker International, yazar ve çevirmenlere verilen toplam 50.000 Poundluk bir ödül…

Bu sene Man Booker’da finale kalan 6 kitabın her biri ayrı güzeldi de, Orhan Pamuk’un yanında Jose Eduardo Agulalusa ve Robert Seethaler benim yüreğimi hoplattı durdu 17 Mayıs gecesi. (Yakında neden olduğunu anlarsınız… Az sabır yahu…) İçimden bir ses gönlümüzün şampiyonu Orhan Pamuk kazanırsa yine sevinecekti ama esas derdim Seethaler iken bir yandan dilim Agualusa için de Barış Manço’dan “Gibi gibi” şarkısını mırıldanıyordu.

Sonuçta ipi The Vegeterian ile Han Kang göğüsledi, ben de heyecanlandığımla kaldım. Yarışmak güzeldi vesselam… Artık gelecek maçlara bakacağız…
Neydi o kitapları bu kadar önemli kılan, derseniz, buyrun, Man Booker 2016 da finale kalan kitaplar efendim…

A General Theory of Oblivion (Harvill Secker), José Eduardo Agualusa (Angola), Daniel Hahn (İngiltere) – Kapısını tuğla örerek kendini dış dünyaya kapatan bir kadının yıllarca evinde yalnız başına yaşamasının muhteşem hikâyesi…

The Story of the Lost Child (Europa Editions), Elena Ferrante (İtalya), Ann Goldstein (ABD) – Kendi meçhul kalemi meşhur “women fiction”.

The Vegetarian (Portobello Books), Han Kang (Güney Kore), Deborah Smith (İngiltere) – Bilgisayarda yazmaktan bilekleri mahfolunca kurşun kalem – deftere geri dönen Kang’ın toplamda ikinci, İngilizce’ye çevrilen ilk romanı. Üç novella’dan oluşan kitap 2009 yılında beyaz perdeye de aktarılmış…

A Strangeness in My Mind (Faber & Faber), Orhan Pamuk (Turkiye), Ekin Oklap (Turkiye) – Kafamda Bir Tuhaflık… Alkışlar Orhan Pamuk’a olduğu kadar kitabı İngilizce’ye tercüme eden aynı zamanda Pamuk’u uluslararası arenada temsil eden agent Ekin Oklap’a…

A Whole Life (Picador), Robert Seethaler (Avusturya), Charlotte Collins (İngiltere) – Yalnızlık ve sessizlikte huzuru bulmaya çalışan yaralı bir adamın hikâyesi. Yakında Türkçe’de…

The Four Books (Chatto & Windus), Yan Lianke  (Çin), Carlos Rojas (ABD) – Bir tür yeni bir Hayvan Çiftliği, bu kez hayvanlar değil mesleklerle kurulan atmosferik bir satir.
Not 1: Baileys, Nebula, Orange, Pulitze veya Hugo ödüllerini ekleyeyim diye düşündüm başta ama hangi birini? Belki gelecek yazılara…

Not 2: Temmuz yazısı muhtemelen Belçika’dan Copyright maceralarına veya dünyada göçmen edebiyatı veya tamamen alakasız bir konuya dair olacak, haydi hayırlısı…

Bu yazı Arka Kapak dergisinin 9.sayısında yayınlanmıştır.