Enis Batur

Kitaplıklarımızı dolduran kitaplar, dergiler yetmiyormuş; öteden beri her meraklı okur “kesik” biriktirmiş olsa gerektir. Elde makas, gazeteden ya da bütünü korunmayacak dönemsellerden kesilen haber, yorum ve benzeri parçalar bir kenara ayrılır: Klasör, dosya, çekmece. Son dönemde teknoloji bir başka kol açtı: Çıkış alıyor, kesiklerin yanına iliştiriyoruz.

Kişi, ilgisini bir biçimde çeken kopuk kopuk ‘şey’lerle karşılaşıyor her gün; bazılarını ayırmak, korumak, saklamak gereksinmesi duyarak topluyor. Birkaçını günü geldiğinde kullanacağını, birkaçını birileriyle paylaşacağını, kimileriniyse ileride yeniden dolaşıma sokmayı deneyeceğini öngörerek.

Kesiklerin ve çıkmaların bir bölüğü sıcağı sıcağına peyleniyor. “Tarama”lardan gelip katılanlar oluyor onlara: Eski dergilerden, geçmişin gazete nüshalarından. Doğrudan seçtiklerinizle size ulaştırılanlar, bir de üçüncü koldan erişenler oluşturuyor kaynaklarınızı. Birinci kümedekiler, adı üstünde, ilk elden dikkatinizi çekenler. İkinci kümede, çevrenizdekilerin ilginizi çekeceğini düşünerek ilettikleri yer alıyor. Üçüncü kol hayli ilginç: Sahaflardan aldığınız ikinci el kitapların içinden önceki okurun kesip sakladığı parçalar çıkıyor; çoğu zaman o kitapla bağlantılı, besleyici destek metinleri.

Başkalarını bilemem, benim küçük çaplı bir kesik / çıkış kuyum oldu öteden beri. O parçaların zaman içinde masada parmaklarımı tetiklediğini anlayan anlamış, gören görmüştür: Şiir, metin, deneme, içbükey… kıvılcımı çakmışlardır. Gitgide derinleşen bir kuyu mudur, hayır: Sonsuz biriktiriciler oluşturdukları yığının altında kaybolurlar sık sık, bu korkuyla her yıl ayıklarım içeridekileri, yeni gelenlere yer açmak amacıyla tasfiye ederim bir kısmını. Yakınlarda giriştim o işe, kuyuda kalanlar arasından seçtiğim bazı örnekler neyin / nelerin, nereden / nasıl geldiklerine ilişkin veriler sunacaktır:

— “Kadın dırdırından vefat” başlıklı, mezartaşı görseli eşliğinde bir kısa haber; Radikal’den kesmişim.

— Tosun Bayrak’la bir söyleşi; Yeni Şafak’tan çıkış almışım.


Bir şey üretmemiş insanlar da, çekip gittiklerinde, arkalarında bu türden izler bırakmıyorlar mı? Çekmecelerden, raflardan dünyalarına ilişkin işaretler devşiriyor kalanlar.

Buysa, roman konusu.

Kesik kesik hayatlar, içinden sızan düş kırpıntıları.


Arka Kapak/ Enis Batur

— Ferit Edgü, Le Nouvel Observateur’dan, son Fransız cellâtıyla ilgili bir haberi kesmiş, üstüne elyazısıyla “Enis’e” yazıp iletmiş.

— Hasan Aydın, dergi tararken rastladığı, Hayalet Oğuz’la ilgili derlemede yer almamış iki şiirin fotokopisini elden vermiş.

— Selçuk Gerede terekesinden aldığım Casals’la Söyleşiler kitabının içinden çıkmış bir kesik: “Died For His Gypsy Violin” — şiirini bekliyor kaç yıldır.

Bu beş örneği rastgele seçtim, beş yüzü aşkın kuyudaki malzeme arasından. Pekâlâ farkındayım: 5’ini 500’ünün arasından seçtiğim örneklerden hareketle 50 parçalık bir Bukalemun kitabı inşa edebilirim: Kesikler – hikâyeleri ve açılımları. Gelgelelim, her aklıma düşeni yazdığımı sanan angutlar yanılıyorlar: Yazabildiklerim buzdağının su üstündeki kısmı, dolayısıyla tasarıysa baştan ölüdoğmuş bir tasarı bu.

Uzun yaşamış, yazdıkça yazmış, yayıldıkça yayılmış pek çok edebiyat adamının, düşün adamının arşivleri düzenli biçimde korunuyor ilerlemiş ülkelerde, araştırmacılara açık tutuluyor o bulanık içerikli kaynaklar. Notlar, fişler, kesikler, taslaklar, tasarı ipuçları her birinin zihinsel alıştırmaları hakkında pencereler açıyor eğilip bakanda.

Bir şey üretmemiş insanlar da çekip gittiklerinde, arkalarında bu türden izler bırakmıyorlar mı? Çekmecelerden, raflardan dünyalarına ilişkin işaretler devşiriyor kalanlar.

Buysa, roman konusu.

Kesik kesik hayatlar, içinden sızan düş kırpıntıları.

Bu yazı Arka Kapak dergisinin 10.sayısında yayınlanmıştır.